Page 282 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 282
Aşk ve Mahviyet 277
Onların ruhları sağken, cesette kapalı değiller. Onlar ispat-ı vücut
yaparlar. Tayyi mekânda bulunurlar, ispat-ı vücut yaparlar. Oturduğu
yerde bakarsın ki Türkiye’de görülür ve ta Hicaz’da da görülür.
Olârın ruhlarının yok karârı
Dolaşırlar zemîn ü âsumânı
Olar bu âlemi devran ederler
Ararlar derde düşen nâtüvânı
Onlar ölümde, kabirde de kapalı değiller.
Onlar ölmezler, onlar sade gözden kaybolurlar.
Kalp gözü, bâtın gözü açık olanlar onu yine hayatta nasıl gördüğü gibi
onu görürler.
Evet, kabirde de kapalı değiller.
Bunlar çıkarlar gezerler. Her tarafa elleri ulaşır, her tarafı görürler, her
tarafa ihsanda bulunurlar. Anında her tarafa yetişirler.
Yeter ki bizim “Aman” bir amanımız olsun. Ama kuru amanımız
olmasın ha!
Kuru aman nedir?
Eğer biz sair zamanlarda, iyi zamanlarımızda “Destur” demezsek, sıkı
zamanda “Aman” demek, o aman olmaz.
Yani hiç unutmayacağız onları ki bütün “Destur, Bismillah Destur”
her işinde. Aldın “Bismillah Destur”, verdin “Bismillah Destur”,
lüzum yok kalbinde olsun, aklında olsun. “Bismillah Destur” dedin
aldın, “Bismillah Destur” dedin verdin. Vazifeye gittin kapıdan içeri
girdiğin zaman hemen “Bismillah Destur” de. Bu olursa daraldığında
da “Bismillah Meded” dediğin zaman yetişirler, hemen yetişirler. Ama
geniş zamanlarında “Destur”un olmazsa dar zamanında da “Meded”i
işitemezsin, makbul olmaz da.
Evet, şimdi teveccühe başlayacağız. Bir de bu teveccüh de kalb-i selim
istiyor. Kalb-i selim dersek yani her şeyi kalbinizden çıkarın, sade bir
borcu değil, sade hastayı değil. Yani kibir, gurur, haset, kin, gadap
bunları çıkarın. Gadaplanıyorsunuz, bilerek bilmeyerek, olsun olmasın
kalbinizden gadabı çıkarın.