Page 42 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 42

Aşk ve Mahviyet                                                      37
          Bu kimi kastediyor? Peygamber Efendimizi.
          Âşık  odur  ki:  Doğmayan  Ay'ı  doğdurdu.  İki  parça  etti.  Önünde
          Kabe'yi  yedi  defa  tavaf  ettirdi.  Peygamber  Efendimizin
          peygamberliğini  tasdik  etti,  çıktı  gitti.  Susuzluktan  bütün  ümmeti
          helâk  oluyordu.  Çeşmeleri  parmaklarından  aktırdı.  Ordusunu,
          ümmetini kandırdı. Âşık budur.
            Sen seni aşık sanma bir beyhude ah ile
            Var etti özün anlar ol nûr-u İlâh ile
          Sen  de  aşığım  deyip  de  kendini  kandırma.  Onlar  canlarını  da  yok
          ettiler.  Allah  sevgisi  karşısında  mallarından,  canlarından  her
          şeylerinden geçtiler. Canlarından da geçtiler ki âşık olabildiler.
            Mecnûn'u görün n'etti Leylâ'daki âh ile
            Ferhâd da Şirin için gör neyledi dağ ile
            Her birisi bağlandı bir ahenin bağ ile
            Sen seni âşık sanma bir beyhûde âh ile
            Var etti özün anlar ol nûr-u İlâh ile
          Evet  Mecnunda  Leylâ'ya  âşık  idi.  Ama  Leylâ'ya  olan  aşkı  onda  ne
          kadar büyüdü. Ne kadar çoğaldı ki. O aşk onu ne kadar ihâta etti ki,
          kendisi yok oldu. Yok olmaktan maksat arzuları yok oldu. Yemekten
          geçti, içmekten geçti, uyku yok, yemek yok. Hiçbir şey yok.
          Gece-gündüz  dağlarda  ağlayıp  geziyor.  Ne  zaman  ki  Leylâ'nın  aşkı
          onu ihâta etti. Kendi varlığı da yok oldu ise o zaman hakikate ulaştı.
          Hakikat  ne?  Sadece  Leylâ'nın  yüzünde  gördüğü  Allah'ın  güzelliğini,
          Leylâ'nın  yüzünde  Allah'ın  sıfat  nurunu  gördü.  Cenabı  Allah  ona  o
          şekilde  gösterdi.  O  kadar  güzel  gördü  ki,  her  şeyini  bu  aşka  verdi.
          Canından da geçti. Canından da geçince ne oldu? Bu sefer kendisi de
          oldu Leylâ. Bütün eşya oldu Leylâ. Sadece Leylâ'da gördüğü Allah'ın
          sıfatının nurunu, bütün eşyada gördü. Bunu ifade ediyor.
          Ferhat ne yaptı?
          Ferhat da Şirin için dağları deldi. O zaman alet yok. Edavat yok. Bir
          günde  bin  kişinin  yapacağı  işi  yapıyor.  Ne  yaptırıyor  buna?  Şirin'in
          sevdası  yaptırıyor.  Bunda  da  yeme  yok,  uyku  yok.  Gece-gündüz
          dağlarla, taşlarla uğraşıyor. Neticede dağı delip de suyu akıttığı zaman
   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47