Page 43 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 43

Gülden Bülbüllere                                                   38
          Şirin'i ona verecekler. Bir taş kalmış. Onu da delince tamam oluyor.
          Seviniyor ki tamam. Ben işi bitirdim. Şirin’i bana verecekler. Bu sevgi
          onda iyice çoğalınca bakıyor ki: Kayanın önündeki kaya Şirin. Elindeki
          külüngü  daha  vurmamış.  Atmış  havaya  külüngü,  havadan  düşerken
          tepesine  gelmiş.  O  da  öyle  gitti.  Ama  önündeki  kaya  Şirin  olmuş.
          Bütün taşlar, kayalar, Şirin görünmüş.
            Her birisi bağlandı bir ahenin bağ ile.
          Avlandı, bağlandı, diyor. Neye bağlandı? Bunların sevgisi ile bağlandı.
          Bunların sevgisi ile esas maksadına ulaştı.
            Sen seni âşık sanma bir beyhude âh ile.
            Var etti özün anlar, ol nur-u ilâh ile.
          Peki!.. Ondan sonra:
            Gör neyledi pervâne bir şem-i çerağ ile
          Pervâne: Kelebek, kepenek. Cenabı Hak ona da ateşi şirin göstermiş,
          o da kendisini ateşe atıp, yakıyor.
            Bülbül düşüp efgana bir gonca-i zağ ile.
          Bülbül de solacak, geçen bir güle bağlanmış, onca ahu figanı var.
            Her birisi bend oldu bir türlü dûzağı ile
          Burada  onlar  aşk-ı  mecazdan,  aşk-ı  hakikate  ulaşmışlar.  Biz  aşk-ı
          hakikat taşıyoruz.
            Aşk-ı mecaz: Nefsi ile sevilenler.
            Aşk-ı hakikat: Allah için sevilen.
          Allah'a  şükür.  Biz  meşâyihimizi  Allah  için  seviyoruz.  Öyle  ise  aşk-ı
          hakikati  taşıyoruz.  Fakat  biz  bunun  zerresini  taşıyoruz.  İşte  bu
          zerresini büyütelim, çoğaltalım. Sevgi çoğalırsa gaflet azalır. Sevgiyi ne
          ile çoğaltacağız.
          Bu sohbetlerimizle, amelimizle, derslerimizle sevgi çoğalacak. İnsanın
          gönlünde  birtakım  arzuları  olur.  Bu  arzuların  içerisinde,  en  büyük
          arzusu en çok arzusu hangisinde ise, o gelir aklına. Çok arzu ettiği hiç
          aklından çıkmaz. Biz de Allah için sevmiş olduğumuz meşâyihimizi,
          tam sevelim. O'nun sevgisi ile kalbimizi dolduralım.
          Allah sevgisi, Resulullah sevgisi, meşâyih sevgisi birdir. Hiç değişmez.
          Meşâyihi  Allah  için  seviyorsak,  meşâyihte  de  Allah'ın  nuru  var.
   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48