Page 46 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 46
Aşk ve Mahviyet 41
Cânândan maksat Hz. Allah.
Candan maksat bizim rûhlarımız.
Allah'ın vermiş olduğu rûhu Allah'a kim verebilir? Aşka duçar olan
verir. Bir de şöyle var:
Künfekanın sırrına ermek ne lâzım bizlere
Aşka ermektir muradım nam û nişan istemem.
Bir de var ki:
Başını top eyleyip
Gir vahdet'in meydanına
Vahdet: Allah'ın birliği.
Allah'ın varlığını kazanmak için bir meydan var. Oraya gir ki: O'nu
kazanasın. Ama başını kes, al. Ondan sonra gir o meydana.
Onun için:
Kıyamazsan başa cana, ırak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar, kesilir hiç soran olmaz.
Ama bu görünen bir şey değil. Ancak yaşayan bilir. Onun için
Geçmeyenler bilmez çarhı çemberi
İçmeyenler bilmez ab-ı kevseri.
Geçmeyince çarhı çemberi ne bilsin. İçmeyince de ab-ı kevseri bilmez.
Öyle ise aşk insanların içinde gizli bir şey. Bunu kim bilebilir? Kimse
bilmez. Ama bu insanların kalbindeki aşk tamamen insanların kalbini
doldurmuşsa tamam. Eğer biraz boşluk varsa o boşluğa evlat sevgisi
de girer. Mal sevgisi de girer. Başka arzular da girer. Allah sevgisi
çoğaldıkça, diğer bütün sevgileri atar, çıkarır. Cânân'a verir.
…..
Seyrkıl uşşâk-ı Mevlâ nice kıyar cânına
Terk-i cân etmektir ancak âşku sevdâdan garaz.
Uşşâk-ı Mevlâ: Allah'ı seyredenlere bakın. Onlar nasıl canlarına
kıyıyorlar, terk-i cân olmuşlar. Allah'tan gelen o çok kıymetli rûh, terk-
i cân olmakla Allah'a gider.