Page 45 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 45
Gülden Bülbüllere 40
Onun için çok büyük âlim Niyazi Mısrî Hazretleri şöyle buyurmuş:
Savm u salat u hac ile
Sanma biter zâhid işi
İnsan-ı kâmil olmaya
Lâzım olan irfân imiş
Savm ile salat ile, hac ile zâhidin işi bitmez. Kâmil insan olmak için
irfan lâzım. İrfan nedir?
Kalp ilmi. Manevî ilim, harfi savtı olmayan bir ilim. Kitaptan
okunmayan bir ilimdir. O öyle bir ilim ki, o ilmin hocası ancak ve
ancak Hz. Allah. Müzakerecisi Hz. Resulullah. Sen bu kalbi, Allah
sevgisi, Allah aşkı ile tamamen doldurursan; o zaman o ilim sende
tecelli eder. O ilim senden doğar. İlhamî olarak doğar. Buyuruyor ki:
Bir kimseye kim yâr ola tevfîk-i hidâyet
Gönlünde tulû eyler anın aşk u muhabbet
…..
Bedensiz bir güzel gördüm efendim
İlikten, damardan, kandan içerü
Cânân illerinden sordum efendim
Bir can vardır gizli candan içerü
Canın içinde bir gizli can varmış. Ama senin benim canımda değil bu.
Evliyaullah'ın canının içerisinde bir can var. Niçin? O canını cânâna
vermiş. Cânân onun içerisine gelmiş. Cânân onun içerisinde tecelli
etmiş. Varlığını yitirmiş.
Burada erkek, kadın diye bir şey yoktur. Erkek, kadın aynı ruhu taşır
ancak bu erkeklik dişilik cesette; rûhta böyle bir şey yok. Rûhlar bir
yerden gelmiştir. O yere erkeğin rûhu da gider. Hanımın rûhu da
gider. Yani sadece erkeğin rûhu mu Allah'a vâsıl oluyor? Hanımın
ruhu da vâsıl olur. Hanımlarda vasıl-ı illallah olurlar. Allah'ın vermiş
olduğu rûhu, onlar da Allah'a verebilirler, vermesini bilseler,
verebilseler.
Çünkü can çok kıymetli. İnsanlar canı için her şeyi yok eder.
Malından, mülkünden her şeyinden geçer. Ama canını niçin verecek?
Bilemez onu. Halbuki can vermeden cânân ele geçmez.