Page 265 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 265
Tasarruf 253
Nail Oltulu
Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde talebe oldu-
ğum yıllardı. Abdurrahim Efendim henüz İstanbul’a hicret etme-
mişti ve Erzincan’da bulunmaktaydı.
Efendim’in bir gün apandisiti patlamış ve gece yarısı Erzin-
can’dan Erzurum Araştırma Hastanesi’ne getirmişler. Mübareği aci-
len ameliyata almışlar.
Erzurum’daki talebe ihvanların bundan haberleri yoktu. Sonra-
dan bunu öğrenen bir talebe kardeşimiz bize de bilgi verdi ve bir iki
gün sonra günde iki talebe Efendim Hazretleri’ni ziyarete gitmeye
başladı. Onlar da kalabalık olmasın diye kimseye söylemiyorlardı.
Üç beş gün sonra sıra bize geldi ve Matematik bölümünde okuyan
Gümüşhaneli Mehmet’le birlikte ziyarete gittik. Görevliler ziyaret
saatleri dışında hastanenin ana kapısından girişe müsaade etmiyor-
lardı. Biz de önceden keşfettiğimiz bir yolu takip ederek kalorifer
dairesine gittik. Oradan hastane mutfağına çıktık. Oradan da hasta
bakıcıların yemek taşıdığı asansörle Efendim’in olduğu servis katına
çıktık ve nihayet Efendim’in yattığı odaya girdik.
Mübareği ziyaret edip görüştükten sonra Efendim bize bir şeyler
ikram etmek için sağına soluna baktı. Bir şeyler arar gibiydi. Sonra:
˗ Size verecek bir şeyim de yok!
dedi ve:
˗ Bugün sınav oldunuz mu?
diye sordu. Ben de:
˗ Evet Efendim.
dedim. Allah’tan “Nasıl geçti?” diye sormadı. Çünkü İngilizce
dersinin sınavıydı ve benim İngilizce’yle hiç aram yoktu. O gün
cuma idi ve Efendim’i ziyaret edebileceğiz haberini duyduğum için
sınav kağıdına hemen adımı soyadımı yazıp boş kağıdı verdim ve
sınıftan çıktım. Normalde sınav kâğıdı sıfırlıktı. Mübarek:
˗ Bugün cuma. Müminlerin bayramı. Bugünkü sınavlarınız-
dan geçin. Bu da size ikram olsun.