Page 267 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 267
Tasarruf 255
Halil Bayram
Bir yaz tatilinde memlekette idim. O zamanlar gözlerim devamlı
olarak kanlanırdı. Bir gün evdeyken telefon geldi. İhvanlardan biri
“Efendim Hazretleri’nin teşrif ettiğini ve bir berber kardeşimizin
dükkânında olduğunu” söyledi. Ben de hemen oraya gittim.
Mübarek tıraş oluyordu. Tıraş bittikten sonra o küçük dükkânda yan
yana oturduk. Efendim bana “Gözlerin niye kanlı?” diye sorunca
ben de “Efendim, bünyemden dolayı oluyor” dedim. O an göz göze
geldik. Bakışlarından önce gözlerime, sonra da kalbime doğru bir
şey sirayet etti. O bakışın zevkini hâlâ kalbimde duyuyorum. Sabah
aynaya baktığımda gözümdeki kan gitmiş cam gibi bir beyazlık
oluşmuştu. Daha sonra gözlerimde bir daha kanlanma olmadı.
***
Seksenli yıllarda biz Erzurum’da üniversitede öğrenciydik.
Abdurrahim Efendim Hazretleri Erzurum’u teşrif etti. Sohbet ve
hatmeler Erzurum’un en uzun ve en kalabalık caddesi olan
Cumhuriyet Caddesi’nin baş tarafındaki Ulu Cami’de ve Hacı
Sıddık Ağabey’in çifte minarelerin karşısındaki çorapçı dükkânının
üst katında oluyordu.
Bir gün bir ihvan kardeşimiz Efendim Hazretleri’ni yemeğe
davet etti. Davet edilen ev Cumhuriyet Caddesi’nin öbür ucundaydı.
Efendim Hazretleri yemekten sonra ihvanlarla birlikte Cumhuriyet
Caddesi boyunca yürüyerek hatme yerimize geldi ve eve gelince:
˗ Koca cadde boyunca Allah’tan ayık, Allah’ı anan bir kişiye
rastlamadık!
buyurdu.
***
Tepecik’teki dergâhın hizmetinde bulunan Ahmet Taştan
Ağabey’in anlattığına göre Abdurrahim Reyhan Efendim Hazretleri
bir gün:
˗ Allah’a şükür dünyanın her yerinde hatmemiz okunuyor.
buyurmuş. Oradaki ihvanlar merakla:
˗ Efendim, bağışlayın! İngiltere’de kim hatme okuyor?
diye sorunca Efendim: