Page 260 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 260

248                                         Gülden Bülbüllere

                                 Ertan Canbaz
            Erzincanlı bir kızla evlenmek istedim. Kız “Abdurrahim Reyhan
          Hazretleri’nden ders almazsa evlenmem.” diye haber yollamış. Be-
          nim talip  olduğum  insanın  benim  hakkımda  hayırlısını  istediğine
          inandığım için ben de kabul ettim. Bunun üzerine kız tarafı “Nişan
          yapmadan önce nikâhınızı Abdurrahim Efendim kıysın.” dedi.
            21 Şubat 1996 tarihinde Ramazan Bayramı’nda iki aile anlaşarak
          Tepecik’e gittik. Dergâhın sokağında kuşlar bülbül gibi çok güzel
          ötüyorlardı. Dergâhta kaldığımız öğle ile ikindi namazı arasında Ab-
          durrahim Efendim sadece şu sohbeti yaptı:
              ˗  İnsan dört anasırdan yaratılmıştır: Hava, su, toprak ve ateş.
            Başka hiçbir sohbet yapmadı. İhvanlar sessizce oturuyorlardı. İn-
          şaat mühendisliğini bitirmiştim. O sıralar hiç çalışmak istemiyor-
          dum ve “Evlenince nasıl geçineceğiz?” diye de korkuyordum. Tam
          “Madem Abdurrahim Efendi kâmil bir mürşid, evlenince bu dergâha
          yerleşelim, Efendi bize bakar.” diye içimden geçiriyordum ki Ab-
          durrahim Efendim ayağa kalktı. Bayanlar bölümüne giden kapının
          yanına, bayram için koyuldukları anlaşılan masalara doğru gitti. Ma-
          sada şeker, çikolata vardı. Etrafında da beş altı civarında ihvan vardı.
          Arkası bize dönük olarak, hiddetli bir şekilde ve yüksek sesle:
              ˗  Olmaz! Herkes çalışacak, rızkını arayacak. Ben bu şekerleri
                 almasam, size ne ikram edecektim!
          dedi. Yanındaki ihvanlar mahcup, boynu bükük duruyorlardı. Ama
          onlara kızmıyordu, aslında bana kızıyordu. Anladım, artık çalışacak-
          tım.
            Sonra nikâh için bayanlar bölümünde beni ve nişanlımın amca-
          sının oğlunu bir odaya aldılar. Müstakbel nişanlımla erkeklerin ya-
          nında nikâhımızın kıyılmasını hiç istemiyordum. İçimden bunu dü-
          şünürken Abdurrahim Efendim tam o anda:
              ˗  Kız gelmesin, vekil göndersin.
          dedi.
            Bunun üzerine Abdurrahim Efendim’in ne kadar keramet ehli ol-
          duğunu anlamış oldum. Bu olaydan üç dört ay sonra bir gün günah
   255   256   257   258   259   260   261   262   263   264   265