Page 263 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 263

Tasarruf                                                251

                                Ramazan Göçen
            Yıl 1981, Şubat ayı. Niğde İmam Hatip Okulu’nda talebeyken
          yarıyıl tatiline girmiştik. Bahçelili Ertan Orhan Ağabeyimiz ile bir-
          likte İmam Hatip talebesi olan Vedat Budak ve Salim Altıngöller
          isimli arkadaşlarımızın ders almaları için ve Efendim’i ziyaret mak-
          sadıyla Erzincan’a gittik. Vedat ve Salim kardeşlerimiz derslerini
          aldılar. O gece orada kaldık. Ertesi gün sabah namazında Abdurra-
          him Efendim Hazretleri Salim Hocama namazı kıldırmasını söyledi.
          Salim Hocam:

              ˗  Efendim, Vedat Hocam bizden bir sınıf yukarıda!
          dedi. Vedat Hocam da beni göstererek:
              ˗  Efendim, dayı var!
          dedi. Arkadaşlar aramızda bana “dayı” diye hitap ederlerdi. Efendim
          bana:
              ˗  Geç, namazı kıldır.

          buyurdu ve giydiği cübbe ile sarığı bana giydirdi. Elim kolum beton
          kesilmiş gibiydi ve hiç kaldıramıyordum. Biraz sonra bu hâl üzerim-
          den gitti ve niyet edip namazın farzına durduk. Birinci rekâtta Fa-
          tiha’dan sonra heyecanla kısa olan Kevser suresini okuduk, ikinci
          rekâtta da Fatiha’dan sonra İhlas suresini okuduk. Rükûya varınca
          aklıma birden “Kutb-ul Aktab kişinin hafızasını silermiş” sohbeti
          geldi ve “Şimdi benim de hafızamı silerse ne yaparım?” diye düşün-
          düm. Bu arada iki secdeyi yapıp tahiyyata oturduk. “Ettehiyyatu”
          diyordum, ama gerisi aklıma gelmiyordu. “Ettehiyyatu” kelimesini
          birkaç sefer tekrar ettim, fakat devamını hatırlayamadım. Sehiv sec-
          desi yaptıktan sonra tahiyyatı hatırladım. Salli, Barik ve Rabbena
          dualarını okuyup selam verdik, namazı tamamladık.
            Efendim  Hazretleri’nin damadı  olan  rahmetli  Muzaffer  Enişte
          yanıma gelerek “Hocam, Yasin’i birinci ve ikinci rekâtta okuyacak-
          tın. Sen tahiyyatta okudun herhâlde!” dedi. Bu esnada üzerimdeki
          cübbe ve sarık terden ıslanmış, fakat Efendim’in cübbe ve sarıktaki
          o güzel kokusu vücuduma sinmişti. O güzel koku vücudumdan beş
          altı ay çıkmadı. Muzaffer Eniştem güzel gazel okurdu. Namazdan
   258   259   260   261   262   263   264   265   266   267   268