Page 31 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 31
Tasarruf 19
içeri girmesi ile Paşam Hazretleri’ndeki o azamet gitti, heyet-i asli-
yesine rücu etti. Biz de bu suretle selamete çıkmış olduk. Paşa Haz-
retleri Valide’ye seslenip;
˗ Bak, şimdi bunlara bak. Buraya yemek ilave et de yesinler.
dedi.
Bir gün ikindi namazından çıkmıştık. Paşa Hazretleri bana Pîr-i
Sâmi Hazretleri’nin ve Beşir Efendi Hazretleri’nin türbe-i şeriflerini
ziyarete gideceğini bildirip benim de birlikte gitmek isteyip isteme-
diğimi sordu. Boynumuzu bükerek kabulümüzü ima ettik. Pîr-i Sâmî
Hazretleri’nin kabr-i şerifine yaklaştığımızda Paşa Hazretleri önce
kabre doğru ağır ağır, dura dura ilerliyor. Biz de arkasından onu ta-
kip ediyoruz. Önce mezarı aşağıdan ta’zim ile ziyaret etti. Sonra
kancalı zincirini açıp kabrin üzerine çıktı, ayaklık kısmına gelip
oturdu. Biz biraz geride, ayakta durarak olanları takip ediyorduk.
Biraz sonra ben de başımı mezar taşına koydum. O anda Paşa Haz-
retleri’nin cemali beni ihata etti. Başımın göğe değdiğini, cemal sı-
fatının bütün âlemi kapladığını açık gözle aynen müşahede ettim.
Bunlara mümasil (benzer) çok çeşitli hâl ve zuhuratlarla dolu
olan uzun bir süre fenafişşeyh hâli ve onun mestliği devam etti. Üze-
rimizde en fazla tesiri olan ve diğerlerine göre çok daha uzun süre
devam eden de fenafişşeyh hâli oldu.
Fenafirresul hâli, âlemi çok az sürdü. Bu dönemde kendi vücu-
dumuz Peygamber Efendimiz’in vücudu olmuş gibi, azalarım onun
azaları imiş gibi hâller içinde ve Paşam Hazretleri’ne olan hudutsuz
sevgim bu defa Peygamber Efendimiz’e intikal etmiş vaziyette de-
vam etti. Resulullah Efendim’izin nuru da daima tecelli edip bizi
ihata eder vaziyette idi. Böyle olunca, yani nur tecelli edince, göre-
nin de görülenin de, sair eşya ve mevcudatın da cismi kalmıyor.
Daha sonra yeni bir dönem başlıyor... Boğum boğum, salkım sal-
kım, deste deste rengârenk mercanlar görüyoruz. Bu mercanlardan
hâsıl olan nur deryâsında kayboluyoruz. Sonra incecik, sayısız
renkte, pırıl pırıl ipek kordelalar bütün afakı ihata ediyor. Her rengin
nuru ayrı ayrı müşahede edilebiliyor. Deste deste ipek kumaşlar ve
her kumaşın ayrı renkteki sayısız nurundan hâsıl olan bir nur kümesi
içerisinde yok olma hâli tecelli ediyor. O nur mekânı, vücudumuzu