Page 69 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 69
Tasarruf 57
˗ Peki, nasibimiz varsa inşallah ileride tanışırız.
dedi. Sonra Efendim Hazretleri Erzincan’a gidiyor. Erzincan’da hâl
hatır ettikten sonra buyuruyor ki:
˗ Mustafa Beyim’in herkes hediyesini götürüyor Elhamdülil-
lah. Biz de gittik, hâl hatır ettikten sonra pirlerimize iltica
ettik, ayağını hediye ettik, kesilmekten kurtardık.
Abdurrahim Efendim (ihvanlara) böyle buyuruyor. Bana oradan
telefon geldi. Dediler ki:
˗ Yahu, işte geçmiş olsun.
Hâlbuki Efendim sonradan tekrar İstanbul’a geldiğinde “Mustafa
Beyim, bunu ifşa etme.” dedi.
Amma velakin olmuyor, mutluluktan bazılarına söylüyoruz.
Sonra duyuldu, gitti efendim. Benim bu sağ ayağım Efendim Haz-
retleri’nin bana hatırasıdır.
Efendim Hazretleri’nin bende öyle hakları var ki! Aradan bir ay
geçmişti, yine bir kış günü İstanbul’a geldi. Yani bu olay ocaktaydı
sonra mart mıydı tekrar geldi. Ben artık hastaneden çıktım, evde ya-
tıyorum. Bana elhamdülillah ziyarete geldi. Tekrar dua etti ve:
˗ Mustafa Beyim nasılsın?
diye sordu. Ben:
˗ Efendim, himmetinizle işte ayağım! Bakın, bu sizin hatıra-
nız.
Deyince:
˗ Estağfurullah! Rabbimizin lütfu, pirlerimizin hatırası.
dedi. Aynen kendini gizledi. Ben tekrar:
˗ Efendim, bu ayak sizin bana hatıranız. Allah razı olsun.
dedim. Efendim:
˗ Mustafa Beyim! Yok, öyle değil. Estağfurullah. Rabbimizin
lütfu, pirlerimizin de hatırası, hediyesi sana.
buyurdu.