Page 66 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 66

54                                          Gülden Bülbüllere

                               Mustafa Çimenci

            Sene 1984, günlerden Salı. İşime giderken İstanbul-Merter çıkı-
          şında E-5’e girerken büyük bir trafik kazası geçirdim. Beni hasta-
          neye kaldırdılar, Cerrahpaşa Acil’e götürdüler. Ortopedi bölümüne
          aldılar. Ağır bir ameliyat geçirdim. Neticede odama aldılar. Odamda
          yatıyorum, istirahat ediyorum. Ayaklarım askıda, sağ ayağımı to-
          puklarımdan, her iki tarafından iğne geçirerek otuz beş kilo ağırlıkla
          askıya aldılar. Fakat netice alınamadı. Bir yirmi gün, üç hafta yattık-
          tan sonra ayağımı kesmeye karar vermişler.
            Her gün sabah akşam Ortopedi Profesörü Doktor Nail Kıroğlu
          Bey ve Genel Cerrah Ahmet Nejat Özbal Bey beni odamda kontrol
          ediyorlar. Neticede benim haberim yok, ayağımı kesmeye karar ver-
          mişler.
            Ahmet Nejat Özbal Bey benim yakınlarımdan, memleketlim De-
          nizli Buldan’dan mahalle  komşumdur.  Aynı  zamanda  Cerrah-
          paşa’nın dekanıdır. Aşağı yukarı bu ayağımın askıda kalması bir bu-
          çuk ay, 35-40 gün sürdü. Neticede askıdan indirdiler. Eşim Hanife
          Hanım’a demişler ki “Biz Mustafa Amca’nın ayağını keseceğiz.”
          Hanife Hanım yanımda refakatçim, bana söyleyemiyorlar tabii.
            Abdurrahim Efendim, İstanbul’a gelmiş. O zaman Erzincan’da
          ikamet ediyor. Abdurrahim Efendim Hazretleri’yle beraber Mazhar
          Bey, Muzaffer Köseoğlu, Tevfik Bey ve Şahin Bey benim ziyare-
          time hastaneye geldiler. Hastanedeyken  on  ikinci  ay,  kış  mevsi-
          miydi. Efendim Hazretleri sağ tarafıma, başucuma oturdu. Devamlı
          rabıta hâlinde! Bana bazı şeyler sordu. Ben kendisine hâlimi arz et-
          tim. Bayağı sohbetten sonra Efendim Hazretleri ayrıldı. Ama Efen-
          dim Hazretleri’nin gözyaşları beni adeta ıslattı. Efendim Hazretleri
          öyle gözyaşı döktü ki başımda otururken. Netice olarak aşağı yukarı
          bir saat yanımda kaldılar, ondan sonra ayrıldılar. Efendim Hazretleri
          kapıdan çıkarken dua etti. Eşim Hanife Hanım dışarıda demiş ki:

              ˗  Efendim, yarın Mustafa’nın ayağını kesecekler, kendisinin
                 haberi yok.
          Ondan sonra Efendim Hazretleri:
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71