Page 75 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 75
Tasarruf 63
˗ O zaman hemen bir araba bulabilecek misin? Garajlara gi-
delim. Amasya Müftüsü’nü görmem lazım.
buyurdu. Rıfat Ağabey’in arabasını aldım, garajlara gittik. Garajlara
gittik ama Amasya Müftüsü’nü nereden bulacaksın? Garajlar çok
kalabalık. O zamanlarda hacılar hep otobüslerle geliyorlardı. Eyüp
Emmi rahmetli, o da vardı. Beraberiz, oraya buraya koşuyoruz, ama
nasıl bulacağız? Sonunda bilgi almak için Diyanet’in yerine gittik.
Orada Diyanet görevlileri vardı. “Amasya hacıları nerede?” diye
sorduk. İlgili Diyanet görevlisi “Onlar çıkış yaptılar, 2-3 saat önce
Mekke’ye gittiler.” dedi.
Efendim “Boş ver, yürü, biz bulacağız.” dedi. Efendim önden yü-
rüyerek gidiyor, biz arkasından koşarak yetişemiyoruz. Bir ara Efen-
dim “Eyüp Efendi, sen böyle git, biz Mustafa ile şöyle gidelim.”
dedi. Eyüp Emmi’yi tam hacıların üzerine saldı. Az sonra Eyüp
Emmi karşıdan bağırıyor: “Efendi! Hacılar burada gel.” O tarafa git-
tik ve Amasya Müftüsü ile görüştük. Efendim bedel olarak annesinin
vekaletini verdi. Tekkeye geri döndük.
Hac bittikten sonra hacılar Medine’ye geliyorlar. Amasya Müf-
tüsü Medine’ye geldiğinde o günü bize şöyle anlattı: “Biz kafile ola-
rak siz gelmeden 2-3 saat önce çıkışımızı aldık. Hacılar otobüslere
bindi, fakat otobüsler çalışmıyor. Şoför ve oradakiler 2-3 saat uğraş-
tılar.” Yani biz gelene kadar otobüsü çalıştırmaya uğraşmışlar. Efen-
dim vekaleti verdikten sonra marşa basmışlar otobüsler çalışmış, on-
dan sonra gitmişler. Efendim Hazretleri bu ve benzeri hadiselerle
bizlere “görünenin arkasında başka âlemler olduğunu” öğretiyor ve
kendi büyüklüğünü gönlümüze nakşediyordu.
***
Efendim Hazretleri’nin seyyid olduğunu o zamanlar bilmiyor-
dum. Bazı Araplar Efendim’i davet ediyorlardı. Biz de bildiğimiz
kadarıyla Efendim’e Arapça tercümanlık yapmaya gidiyorduk.
Efendim bir keresinde:
˗ Biz de Arap’mışız. Ama bak, Arapça bilmiyoruz.
buyurdu. Bunu duyunca ihvanlara anlattım. Sonra Efendim’in Sey-
yid olduğunu öğrendik.