Page 146 - Salih Baba Divanı
P. 146
111
Akıldan şakk olunmuş bir kılam ben 1 1- Şakk: Yarma, yarılma, par-
Kesafet âleminde ne kılam ben 2 çalanma.
2- Kesafet âlemi: Madde ale-
Bu âlemde garîbim hem-demim yok 3 mi, cisimler.
Latîf-i âlemim kande bulam ben 4-5 3- Hem-demim: Arkadaşım.
4- Latîf: Allah'ın isimlerinden-
dir. Hoş, güzel.
Enîsim mûnisim yok bu arada 6-7 5- Kande: Nerede.
Mugaylanlıkta bitmiş bir gülem ben 8 6- Enîs: Dost, arkadaş, yar.
7- Mûnis: Cana yakın.
Ki bir zencîrsiz arslan idim evvel 8- Mugaylan: Diken.
Bu kesret içre hâli müşkilem ben 9 9- Kesret: Çokluk.
10- Âkil: Yiyen, yiyici.
Bu âlem halkı hep benden kaçarlar 11- Âhir: Sonunda.
Sanarlar ki buları âkilem ben 10 12- Reh-nümâ: Yol gösteren,
kılavuz.
Eriştim âhiri bir reh-nümâya 11-12 13- Derdli dil: Derdli gönül.
Meded eyle dedim derdli dilem ben 13 14- Dest: EI.
15- Musâhib: Sohbet eden, soh-
bet arkadaşı.
Dedim kıl merhamet ey Hazret-i Pîr 16- Der-i Sâmî: Sami'nin
Bu berzahda dahi nice kalam ben kapısı. 17- Kemter: Daha aşağı,
itibarsız. 18- Cemî: Bütün.
Tutup destim bana oldu musâhib 14-15 19- Şükûf-ı Sünbül: Sümbül
Der-i Sâmî'de bir kemter kulam ben 16-17 bahçesi.
Cemî-i sohbetinden oldum irşâd 18
Ki kırk yerden yarılmış bir kılam ben
Bu halk içre eğer lâl ise dilim
Pîrimin bâgçesinde bülbülem ben
İçirdi Salih'e aşkın meyinden
Ki bir solmaz şükûf-ı sünbülem ben 19
141