Page 162 - Salih Baba Divanı
P. 162
124
Mecnûn'u görün n'etti Leylâ'daki âh ile
Ferhâd da Şîrîn için gör neyledi dağ ile
Her birisi bağlandı bir âhenin bağ ile 1 1- Âhen: Demir.
Sen seni âşık sanma bir beyhûde âh ile 2- Nedamet: Pişmanlık.
Var etti özün anlar ol nûr-u İlâh ile 3- Efgân: İnleme.
4- Dûzağ: Tuzak.
Sûretlere aldanma bu nefse alâmettir 5- TenezzüI: Aşağılık, seviye-
Benliğine dayanma bil sonu nedâmettir 2 sizlik.
Herbir yola inanma sanma ki selâmettir 6- Pend: Öğüt.
7- Mâhı şakk: Ay'ı ikiye yarma
Sen seni âşık sanma bir beyhûde âh ile mucizesi.
Var etti özün anlar ol nûr-u İlâh ile 8- Teşne: Susamış, arzulu.
9- Âgâh: Haberi olan, uyanık.
Gör neyledi pervâne bir şem'-i çerâğ ile
Bülbül düşüp efgâna bir gonca-i zâğ ile 3
Her birisi bend oldu bir türlü duzâğ ile 4
Sen seni âşık sanma bir beyhûde âh ile
Var etti özün anlar ol nûr-u İlâh ile
Her kim ki tenezzülden kurtarmadı kendini 5
Ayılmadı gafletten çözemedi bendini
Teslîm oluben pîre dinlemedi pendini 6
Sen seni âşık sanma bir beyhûde âh ile
Var etti özün anlar ol nûr-u İlâh ile
Gör âşıkı ol mâhı şakkeyledi parmağı 7
Teşneleri kandırdı parmakları ırmağı 8
Âşıkları yandırdı gül vechiyle yanağı
Sen seni âşık sanma bir beyhûde âh ile
Var etti özün anlar ol nûr-u İlâh ile
Bul Sâmî gibi şâhı seyr et ulu dergâhı
Salih gibi yok yere eyleme kuru âhı
Sohbette müdâvim ol nefsinden ol âgâhı 9
Sen seni âşık sanma bir beyhûde âh ile
Var etti özün anlar ol nûr-u İlâh ile
157