Page 32 - Salih Baba Divanı
P. 32
19
Ey birâder derd-i aşka mübtelâ olmak da güç 1-2 1- Aşk: Sevgi, şiddetli muhab-
Sûret-i insânide hayvan-sıfat kalmak da güç bet, candan sevme.
2- Mübtelâ: Düşkün, tutkun,
tutulmuş.
Bağrımın kanı kurudu ciğerim oldu kebâb 3- Hasret-i hicrân: Ayrılık has-
Hasret-i hicrân oduna her zaman yanmak da güç 3-4 reti.
4- Od: Ateş.
Derd nedir dermân nedir ya ben beni bilmem neyim 5- Nâr: Ateş.
6- Berzah: Bela, güçlük, ma-
Nâr u nûrun berzahında sararıp solmak da güç 5-6 nevi ceza.
7- Dürr ü yetîmi: Tek ve büyük
Nûr-u Ahmed'dir özüm dürr ü yetîmi bendedir 7 inci.
Bu beşer nefsin elinden anı kurtarmak da güç 8- Gevher: Mücevher, inci.
9- Bî-basar: Gözsüz, anlayış-
sız.
Gevher-i nefsimi yutmuş bir amansız ejderhâ 8 10- Mâr: Yılan.
Bî-basar mârın elinden şeb-çerâğ almak da güç 9-10-11 11- Şeb çerâğ: Gece lambası,
nur.
Müttakîler kisvetine müddeîler girdiler 12-13-14 12- Müttakî: Sağlam amelli, is-
tikamet sahibi.
Muhtefî oldu erenler arayıp bulmak da güç 15 13- Kisvet: Elbise, örtü.
14- Müddeî: İddia eden, rakip,
ağyar.
Bahrîler ummâna daldı pek çoğaldı dehrîler 16-17 15- Muhtefî: Saklanan, gizle-
Öyle mülhidler ile bahs-i dîne dalmak da güç 18-19 nen.
16- Bahrî: Denize mensup olan-
Hep hatîâtın büyüğü hubb-u dünyâ bilirem 20-21 lar, alimler.
Ânı terk etmek de güç pek kipce sarılmak da güç 17- Dehrî: Tabiatcı, ahirete inan-
mayıp, hadiseleri tabiat ya-
par diyenler.
Öyle bir derde giriftâr olmuşum âlemde kim 22 18- Mülhid: Dinden çıkmış, sa-
İttisâle çâre yokdur dahi ayrılmak da güç 23 pık.
19- Bahs-ı dîn: Din bahsi.
Hâne-i dil cennet-i irfâna dâhil olmadan 24 20- Hatîât: Hatalar, yanılma.
21- Hubb-u dünyâ: Dünya sev-
Âr ı nâmûs şişesini taşlara çalmak da güç gisi.
22- Giriftâr olmak: Düşmek, dü-
çar olmak.
Pîr-i Sâmî gibi sultâna kılalım iktidâ 25 23- İttisâl: Uyma, o halle hal-
Keştibânsız fülkümüzü engine salmak da güç 26-27 lenme.
24- Hâne-i dil: Gönül evi, kalp.
Derdimi defter edip sultânıma arz eylesem 25- İktidâ: Uyma, peşinden git-
Ol bilirken cümle hâlim arz-ı hâl sunmak da güç me.
26- Keştibân: Kaptan.
27- Fülk: Gemi.
Hamdulillah böyle bir sultâna hâdim olmuşam 28 28- Hâdim: Hizmet eden, hiz-
Sâlihem sıdk ile şâhım hizmetin kılmak da güç metçi.
27