Page 91 - Salih Baba Divanı
P. 91
72
1- Nûr u Ziyâ: Işık, aydınlık. Gitti zulmet doğdu ol nûr u ziyâ 1
2- İrtifâ: Yükseklik. Var mıdır gelsin alanlar irtifâ 2
3- Mihribân: Sevgili.
4- Nikâb: Örtü, perde. Mihribânım açtı hüsnünden nikâb 3-4
5- Burc-u saâdetten şi'â: Saa- Gösterir burc-u saâdetden şi'â 5
det ufkundan ışık.
6- Zümre-i uşşâk: Aşıklar züm- Zümre-i uşşâka düştü güft ü gû
resi. 6-7
7- Güft ü gû: Dedikodu. Es-Salâ kuruldu bir bey ü şirâ 8-9
8- es-Selâ: Salâ verme, yük-
sek sesle ilan etme. Her taraftan cem olup âşıkları 10
9- Bey ü şirâ: Alış - veriş. Döktüler meydâna çok türlü metâ 11
10- Cem olmak: Toplanmak, bir
araya gelmek. Ol güzel hüsnün bahâsı cân diler 12
11- Metâ: Mal. Var mıdır câna kıyan sâhib şucâ 13
12- Hüsnün bahâsı: Güzelliğin
bedeli. Cümle âlem hüsnünün meftûnudur 14-15
13- Sâhib şucâ: Yiğitlik sahibi. Herbiri bir türlü eylerler nizâ
14- Hüsn: Güzellik. 16
15- Meftûn: Vurgun, âşık.
16- Nizâ: Münakaşa, çekişme. Hazret-i Pîrim Muhammed Sâmî'nin
17- Simâ: Dinleyici, işitme. Sohbetine tut kulağın ol simâ 17
18- Hüccet ü bürhân: İsbat ve
delil. Sözleri hep hüccet ü bürhân-durur 18
19- Marîz: Hasta. Çok marîzin derdine olur şifâ 19
20- Sâhib-reşâdet bendesi: İr-
şad edicinin kölesi. Salihem sâhib-reşâdet bendesi 20
21- Cân u dil: Can ve gönül. Cân u dilden eylemişem ittibâ 21-22
22- İttibâ: Uyma, tabi olma.
86