Page 95 - Salih Baba Divanı
P. 95
76
1- Sîret: Bir kimsenin içi, hali, Ey birâder sîret-i insâna oldun mu vukûf 1-2
tavrı, ahlakI. Cân içinde nefha-i Rahmân'a oldun mu vukûf 3
2- Vukûf: Vâkıf olma, haber-
dar olma. Kuru lâf ile geçirip ömrü kıldın mı hebâ 4
3- Nefha-ı Rahmân: Rahmân'ın "Men aref" sırrındaki irfâna oldun mu vukûf 5
nefesi.
4- Hebâ: Boşa geçirme.
5- "Men aref": "Nefsini bilen Bir hakîkat mürşidine eyledin mi bîati 6
Rabbini bilir" (Hadis). Meclisinde sohbet-i cânâna oldun mu vukûf 7
6- Bîat: Kabullenme, tasdik et-
me, el tutma. Hasret-i hicrân oduna yanuben Yakûb gibi 8
7- Sohbet-i cânân: Canların Hüsn ilinde Yûsuf-u Kenân'a oldun mu vukûf 9
sohbeti.
8- Hasret-i hicrân: Ayrılık has- Derd evinde nice yıllar bekleyip Eyyûb-sıfat 10
reti. Manâ-yi Lokmân'daki dermâna oldun mu vukûf 11
9- Hüsn ili: Güzellik şehri.
10- Eyyüb-sıfat: Yıllarca dert Nâr-ı Nemrûd âteşine ol Halîlullah gibi 12-13
çekip, sabreden Peygamber Atıluben andaki gülşâne oldun mu vukûf
(Hz. Eyyüb sıfatlı). 14
11- Manâ-yı Lokmân: Lokmân
Hekim'in doktorluk yama- Ol Zebîhullah gibi verip bıçağa inkıyâd 15-16
sındaki sır, dertlileri bulup, Hazret-i Hak'tan gelen kurbâna oldun mu vukûf
deva vermesi, irşad.
12- Nâr-ı Nemrûd: Hz.İbrahim'i Pîr-i Sâmî Hazretine sıdk ile teslim olup
ateşe attıran hükümdarın Gizli câna hükm eden sultâna oldun mu vukûf
ateşi.
13- Halîlullah: Hz. İbrahim. Bî-nihâyet himmetin aldın mı sen Salih gibi 17
14- Gülşan: Gül bahçesi. Şehr-i dilde âbı yok ummâna oldun mu vukûf 18-19-20
15- Zebîhullah: Allah kurbanı,
Hz. İsmail peygamber.
16- İnkıyâd: Boyun eğen.
17- Bî-nihâyet: Sonsuz.
18- Şehr-i dil: Gönül şehri.
19- Âb: Su.
20- Ummân: Deniz.
90