Page 23 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 23
Tasarruf 11
okuma itiyadında olduğum üç İhlas bir Fâtihayı okudum. Bir de bak-
tım ki Paşa Hazretleri yine duvardan zuhur etti. Fakat görünüşü za-
hirde bildiğimiz bir görünüş değil. Bütün vücudu değil yalnız omuz-
dan yukarısı görünüyor ama o mübarek azametli sakallarının her bir
telinden hâsıl olan ziyâ ayın, güneşin ışığını kapatacak kadar parlak.
Bir türlü yatamıyorum, yatsam uyuyamıyorum. Gözümü kapatsam
da açsam da aynı nurdan cemali görüyorum.
O geceden sonra bir yıl süre ile nerede olursam olayım, gözümü
kapatır kapatmaz Paşa Hazretleri o manevî vücudu ile, güzelliği,
haşmeti ve heybeti ile hep karşımda.
Paşa Hazretleri’nden ders aldıktan hemen sonra şöyle bir rüya
görüyorum: Dedem, Paşa Hazretleri ve babam üçü bir arada bulun-
makta iken dedem bize hitap ediyor ve:
˗ Yavrum, bizi hayatta iken görmediğine niçin bu kadar üzü-
lüyorsun! Bak, Dede Paşa hayatta. Onu görmüş olmanın bizi
görmekten hiçbir farkı yoktur. Buna inan ve artık üzülmeyi
bırak.
diyerek bağlanacağımız kapıyı bize açıkça işaret ediyor.
Üzüm ve bağ ile, nisbet ile ilgili bir müşahedemiz de şöyle cere-
yan etti: Dedemin veya Paşa Hazretleri’nin olan büyük bir üzüm
bağı oluyor. Bu bağda büyük bir çadır kurulmuş. Bu Paşa Hazret-
leri’ne ait barigâh (çadır). Çadırın içerisinde mekânı, makamı var-
mış, orada yatar kalkarmış. Ziyarete gittim ki çadırın önünde bir as-
lan var. O aslan ağzını açtığı zaman değil bir insan, bir köyü, bir
kasabayı bile yutacak cesamette. Mübarek Paşa Hazretleri bana bu-
yuruyor ki:
˗ Bağdan üzüm al, ye!
Ben de:
˗ Efendim, nasıl üzüm alayım! Bu aslan hemen insanı yutar.
diyorum. Bu sefer buyuruyor ki:
˗ Bizden gafil olursan o aslan seni yutar. Bizden gafil olmaz-
san da bir şey yapamaz.