Page 25 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 25
Tasarruf 13
Bir kuşluk vakti evimizde yalnızdım. Yüzüm Erzincan’a dönük
olarak oturuyorum. Her an biri gelecekmiş, ilk seste, ilk harekette
Allah’ı görecekmişim gibi kesin bir kanaat içinde o ânı bekliyorum.
Bir anda altı cihet lafza-i celalle doldu. Bunlardan hâsıl olan nurun
içinde kaldım. Vücudum yok oldu. Lafza-i celaller de yok oldu. Bu
nur deryasında ne kadar kaldım bilemiyorum.
Bu arada Paşa Hazretleri ile sayısız defalar bir araya geldik. Hatta
bir defasında, uyku ile uyanıklık arasında iken Paşa Hazretleri geldi.
Ön iki dişini tepemden başıma geçirdi. Vücudum yok oldu, Paşa
Hazretleri de yok oldu. Artık biz Paşa Hazretleri olmuştuk. Paşa
Hazretleri ile buna mümasil (benzer) pek çok beraberliklerimiz oldu.
Bir gece yatsı namazından sonra yatağa girdim. Henüz uyuma-
mıştım. Birden hayretle müşahede ettim ki etrafımdaki her şey, bü-
tün eşya, mekân Allah’ı zikrediyor. Bütün dünya bir levha hâlinde
önüme getirildi. Dağlar, sular, denizler, ağaçlar, bütün canlı ve can-
sız mevcudat açık bir lisanla Allah’ı zikrediyor. Bu arada bizim vü-
cudumuz da o kadar büyüyor ki bir vehme, bir korkuya düşüyorum
ve derhâl mübarek Paşa Hazretleri’nin velayetine sığınıyorum. Bi-
zim bulunduğumuz yerin karşısına düşen dağda bir şelale vardır. Şe-
laleden akan su bir dere oluşturarak bize doğru akar. Açık şuuru-
muzla müşahede ediyoruz ki Paşa Hazretleri’nin vücudu o dere ya-
tağından çıkıyor, Erzincan ovasını, memleketi, bütün dünyayı dol-
duruyor, ihata ediyor ve büyüye büyüye bize doğru geliyor. Tam
bize temas edince bizim vücudumuza geçiyor ve kayboluyor. Neden
sonra kendimize geliyoruz.
Bir gün öğle ile ikindi arası, Hanzar köyündeki Ekrem Ocaklı
Bey’in konağında idik. Paşa Hazretleri başına bir çeşit hâller gelen
bir kişi ile meşgul bulunuyor ve bu arada bir somyanın üzerinde otu-
ruyordu. Vücudu birden öyle büyüdü ki iki kaşının arasındaki me-
safe mağrib ve maşrık’ı (batıyı ve doğuyu) yuttu. Bu mesafeyi gör-
mek, idrak etmek imkânsız. Bunu apaçık, bu zahir gözümüzle gör-
dük.
Bunların hiçbirinden Paşa Hazretleri’ne bahsetmedik. Zira her
şeyin ondan olduğuna, bu hâlleri onun da benimle birlikte yaşadı-