Page 20 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 20
8 Gülden Bülbüllere
nına yetişememiş olmama çok üzülür, ağlardım. Sanki dedemin bü-
yüklüğünü, makamının kudsiyyetini, kemalatını tamamen müşahede
etmişim gibi ona âşıktım, yangındım. Ona ulaşamamaktan üzgün ve
bitkindim.
On dört yaşımda iken babam vefat etmişti. Bu yaşlarda Hacı Ab-
durrahman Efendi’den ders aldım. Bu zat zamanının meşhur âlim ve
meşayihi idi. Bunu inkâr etmemekle beraber, kendisine tam bir bağ-
lılığım da oldu diyemem. Yani dedeme olan hasretimi, içimdeki boş-
luğu gideremedi.
Paşa Hazretleri ile hiç görüşmeden önce bir rüya görmüştük. Rü-
yamda Hacı Abdurrahman Efendi’nin bağını ihvanlardan safderun,
tevekkel birisi bekliyormuş. O bağa gidiyorum. Bekçi bize üzüm ye-
memizi teklif ediyor. Bağa giriyorum ki üzüm çubukları yaprakla-
rını tamamen dökmüş, üzüm çoksa da çamurlu ve çürümüş hâlde,
yenebilecek durumda olanını bulmak imkânsız.
˗ Artık bağlar bozulmuş, yenecek üzüm kalmamış!
diyorum. Bu esnada birden yanımda görünen babam elimden tutup
beni Abdurrahman Efendi’nin bağından çıkarıp dedemin bağına gö-
türerek buyuruyor:
˗ Oğlum, sana yalan söylüyorlar. Kim demiş bu bağ bozulmuş
diye?
Bir de bakıyorum ki her taraf yemyeşil, ter ü taze duruyor. Züm-
rüt gibi, çiğdem gibi seyrek yeşil yapraklar arasında taptaze, olgun
ve sıhhatli üzümler görülüyor. Babam diyor ki:
˗ Hani bağlar bozulmuş, yenecek üzüm kalmamış diyordun!
Bak dedenin bağında istediğinden âla ve ihtiyacından fazla
üzüm var.
Bundan sonra babamın felaketten (deprem) sonra yaptırdığı
evine gidiyoruz. Evde Paşa Hazretleri ile babamı görüyorum. Gür-
leyen sesini duyup kelamlarını anladığım dedemi ise göremiyorum.
Böylece, nisbetin devamına işaret eden üzümle ilgili rüya ve hâl-
lerin görünmesi başlayıp çok kereler ayrı ayrı şekillerde devam edi-
yor.