Page 134 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 134

128                                         Gönlümüz Beraber

          sormadan Kasım Ağabeylere gidip Hacı Anne’den ilaçları aldım.
          Ancak ben henüz Tarpaş’a dönmeden önce Efendim eve hareket et-
          miş, eve varınca ilaçlarını sormuş. Fakat maalesef ilaçlar yok!
                 Ben de geri dönüp ilaçları verene kadar epey zaman geçti.
          Kasım  Ağabeylere  vardığımda  Efendim  çok  üzgün  görünüyordu.
          Hacı Anne’ye de kızmış. O gün akşam aramızda böyle soğuk bir
          hava esti. Ertesi gün ilaç kutularına bakarken Lopid kutusunun son
          kullanma tarihini sordu, okudum. Efendim:

              ˗  Maşallah! Gözlerin de iyi görüyormuş.
          deyince bir tuhaf oldum. Aradan belli bir süre geçtikten sonra bende
          de trigliserit yüksekliği çıktı ve yıllarca Lopid ilacı kullandım.

                 Aydınlık Evler’de bir parkın restoran ve büfesini işleten Ya-
          şar Ağabey 12 Ağustos 1995 tarihinde sabah kahvaltısı için Efen-
          dim’i ve ihvanları işyerine davet etti. İhvanlar masalara oturdular ve
          gayet muhkem hazırlanmış bir kahvaltı yapıldı.

                 Daha sonra Efendim’le Alaattin Tepesi’ne gezmeye gittik.
          Alâeddin Keykubat Camisi’ni gezdik ve ahşap minberini inceledik.
          Çay bahçesine oturduk, serinlikler arasında çay içtik. Sonra abdest
          tazelemek için tepenin tam üstünde bulunan Torance Nikâh salonu-
          nun bulunduğu binaya gittik. Orası tesis olduğu için güzel abdestha-
          neleri vardı. Efendim’in orada olduğunu haber alan Belediye Baş-
          kanı da geldi. Efendim’i makamına götürdü, yerine oturttu. Sonra
          abdest için terlik ve havlu getirtti. Efendim abdestini tazeledi, dua
          edip oradan ayrıldık.

                 O gün Cumartesi’ydi. Ertesi gün Niğde yolu üzerindeki hur-
          dacılar içerisindeki teveccüh yapılacak camiye geçtik. Sohbet esna-
          sında cemaat çok kalabalıktı. Niğde, Ereğli, Karaman ve Ankara gibi
          çevre illerden gelen ihvanlar da vardı. Hatmeye oturulacaktı, ben de
          taş dağıtacağım. Baktım ki içinde Bor’dan gelen Harun Hoca, Ra-
          mazan Ağabey, Aydın Ağabey, Rıza Ağabey ve Ali İhsan Ağabey
          gibi kişilerin de olduğu 7-8 kişilik çılgın ekip halkaya oturmayıp
          Efendim’in tam karşısına sıralanmışlar. Anladım ki bunlar hatme sı-
          rasında operasyon çekecekler. Ben taşları dağıttıktan, virdler okun-
          duktan sonra, daha büyük silsileye geçilmeden Efendim’in sehpasını
   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139