Page 160 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 160

154                                         Gönlümüz Beraber

              ˗  Hadi, şimdi gidin.
          dedi. Biz de:
              ˗  Efendim, himmetlerinizle!
          dedik ve arabadan inip kaçtık.
                 Yani Mübarek Hayrettin Ağabey’in “Bu araba benimse, sizi
          bindirmem” kelamına karşı “Hiçbir şeye sahip çıkmayın. Sözünüze
          dikkat edin.” der gibi bizi Hayrettin Ağabey’in arabasıyla çarşıya
          götürmüştü.

          Bolu’da Yolda Bırakma
                 Efendim Ankara’ya Bolu üzeri teşrif edecekti. Bülent Ağa-
          bey Bolu’ya gideceğimizi duyunca:
              ˗  Birlikte gidelim, bende araba var.
          dedi.
              ˗  Tamam.
          dedik. Bülent, ben, Mehmet ve Zafer Ağabey birlikte yola çıktık.
          Muhabbet ederek, Efendim’in İstanbul’dan gelişinde ilk karşılandığı
          yer olan Bolu Koru Otel girişine vardık. Bolulu ihvanlar da birkaç
          arabada Efendim’i bekliyorlardı.
                 Biz vardıktan yarım saat sonra Efendim kendisini daha önce
          tanımadığımız bir Ağabey’in Mercedes’iyle geldi. Selam verdi, ara-
          balarla peşine takıldık. Bolu’da misafiri olacağı Sadettin Ağabey’in
          evinin önünde durduk.
                 Ben hemen koştum, Efendim’in arabasının bagajındaki çan-
          taları yüklendim, beraber yukarıya çıktık. Hacı Anne de yanındaydı.
          İçeriye beraber girdik, salonda erkek olarak Efendim, şoför Ağabey,
          ev sahibi Sadettin Amca ve ben vardım. İhvanları yukarıya çıkarma-
          mışlar, onlara “vakfa gidin” demişler.
                 Sadettin Amca benim de Efendim’le beraber geldiğimi san-
          mıştı,  çünkü  bayağı  hürmet  ediyordu.  Aklım  yol  arkadaşlarımda
          kaldı,  “Onlar  niye  peşimize  takılıp  gelmediler?”  diye  düşündüm.
          Sofra kurma hazırlığı yapılıyordu, fırsattan istifade aşağıya indim
          ve:
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165