Page 161 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 161
Ruhumuz Beraber 155
˗ Hadi gelin, yukarısı müsait.
dedim. Onlar da:
˗ Nasıl çıkalım? “Buradakiler vakfa gitsin” dediler.
Ben “Biz misafiriz, Bolululara demişlerdir.” desem de gelmediler.
Sonra öğrendim ki vakfa geçmişler.
Efendim’le bir sofrada yemek yedik. Öğle namazını kıldık.
Hacı Anne evde kaldı. Efendim, şoför Ağabey ve ben vakfa geçtik.
Sadettin Amca kendi arabasıyla bizi takip etti. Vakıfta sohbet oldu,
hatme yapıldı. Yol arkadaşlarıma “Niye gelmediniz?” dedim. Biraz
bozuklardı, sebebini anlayamadım.
Tekrar Efendim’in arabasına bindik, birlikte eve geçtik.
Baktım evin önünde hiç araba yok. Bolulular Efendim’i yolcu etmek
üzere vakıftan gişelere doğru hareket etmişler. Bizim beraber geldi-
ğimiz araba da ortalıkta yok! Bana haber de vermediler. Hacı Anne
arabaya bindi, Efendim’in arabası hareket etti. Orada evin önünde
tek başıma kaldım. Aksilik o zamanda cebimde de otobüse binip An-
kara’ya gidecek yeterli para yoktu.
Efendim’i kaçırdığıma mı yanayım, arkadaşlarımın beni ha-
mam önüne öksüz bırakır gibi sattıklarına mı yanayım?
O anda hızla bir araba geldi. Birisinin hanımı da Efen-
dim’leri yolcu etmek istemiş, kocasını Sadettin Amca’nın evine ça-
ğırmış ve adam hanımını almaya gelmiş.
˗ Ağabey, beni gişelere kadar alır mısın?
dedim. O da:
˗ Olur.
dedi ve arabaya bindim. Adam hız yaptı, gişelere uçarak vardık.
Efendim Bolulularla vedalaşıyordu. Bizim araba da gişelerde An-
kara’ya gitmek için bekliyordu. Hemen kapıyı açtım, bindim. Bizim
kaçakların arabasına sığıntı gibi oturup:
˗ Ne yapıyorsunuz! Beni niye burada bıraktınız
dedim. Bülent Ağabey gülerek: