Page 165 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 165
Ruhumuz Beraber 159
dedik. Okula geldi, bizi aldı. Adnan Ağabey, ben, Mehmet ve Zafer
Ağabey yola çıktık. Şarkı, türkü, muhabbetle kendimizi öyle bir kap-
tırdık ki çok kısa bir sürede kendimizi Sultanbeyli Tekkesinde bul-
duk. Nasıl geldiğimizi anlayamamıştık. Efendim akşam namazını
yeni bitirmiş, içeri geçmiş.
Biz akşam namazını kılarken cemaat de yemeğe geçmişti,
sonra biz de yemeğe dâhil olduk. Hafta içi olduğu için daha çok
Anadolu yakası ihvanları vardı. Efendim salonu teşrif etti, biz de
karşısına sıralandık. “Hoş geldiniz” deyip, “Kimle geldiniz” gibi so-
rular sorarken böyle tebessüm ediyordu.
Sonra sohbet başladı, namaz kılındı, ders alanlar oldu ve
hatme yapıldı. Hatmeden sonra arka arkaya sıralanıp emekleyerek
Efendim’in huzuruna vardık:
˗ Efendim, müsaade ederseniz Ankara’ya dönmek istiyoruz.
dedik. Elini öptük.
˗ Hayırlı yolculuklar.
dedi ve yola çıktık. Saat gece 12’yi biraz geçmişti. Sabah namazı
vakti geçmeden Ankara’ya vardık. Yolculuk o kadar muhabbetliy-
dik ki bağır çağır bir çırpıda yol bitti. Sabah 2 saat kadar yatıp din-
lenip işimize gittik.
Biz geldikten sonraki gün Efendim bizi örnek göstermiş ve
İstanbullulara:
˗ Adamlar Ankara’dan hatmeye gelip gidiyorlar, siz karşıdan
gelemiyorsunuz!
diyerek arkamızdan bir göndermede bulunmuş.