Page 17 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 17
Ruhumuz Beraber 11
için de 2,50 not ortalaması isteniyormuş. Yüksek notlu çok mezun
var, biliyorum. Ama “Ben de başvurayım” dedim. “Bu kadar yük-
sek notlu varken, beni almazlar” diye düşünüyordum. Bir de öğren-
ciyken teneffüs aralarında sıraların üstünde namaz kılıyordum. Bunu
hocalar dâhil herkes görüyordu. Bu yüzden beni ‘dinci’ biliyorlardı.
Ama Efendim bana “yüksek lisans yap” demişti. “Tamam” deyip
yüksek lisans eğitimine başvurdum. Fakat bana para kazanma
imkânı sağlayacak olan “asistanlık sınavına da başvurayım bari” de-
dim.
Daha önce asistan olacağım bir kere bile aklıma gelmemişti.
Neyse asistanlık sınavı zamanı geldi. Yurtta kalıyorum. Yurtlar böl-
gesinden yukarıdan aşağıya doğru yürüyerek bölüme gidip sınava
gireceğim. Yurtların kesiştiği yerde bizim sınıftan birisiyle karşılaş-
tım. Mezuniyet notu da 3,30 civarıydı. Bana:
˗ Hayırdır nereye gidiyorsun?
dedi. Ben de:
˗ Asistanlık sınavına!
dedim. Bıyık altından şöyle hafif alaycı bir şekilde güldü ve:
˗ Ya ne yapıyorsun! Kravatın yok. Sağ parmağında nal gibi
gümüş yüzük var… Madem sınava gireceksin, çıkar yüzü-
ğünü. Git, bir kravat bul da adamları tahrik etme.
dedi. Geri döndüm. Başladım yurtta kravat aramaya. Sonunda biri-
sinden buldum. Yüzük de Efendim’in yüzüğüne benzeyen akik taşlı
bir yüzüktü. Onu da destur deyip çıkarttım ve cebime koydum.
Sonra hızlıca sınava gittim.
Bölümün alt koridordaki sınıflarında sınav başladı. Sınava
girecek 15 kişi civarında mezun vardı. Ara dönem olduğu için kadro
planlamasına göre bir mekanik asistanı alınacakmış. Onu da orada
öğrendim. Kapı arasından baktım, sınavda jüri heyeti var. 8-9 tane
hoca amfinin ön sıralarında yan yana oturmuşlar, bizi sırayla müla-
kata alıyorlar. Adaylar giriyor çıkıyor, giriyor çıkıyor. Aralarında en
düşük notlu benim. Zaten sınava giriş limiti 2,50’ydi. Diğerleri bana
göre hep yüksek notlu idiler ve bunlar akademik hayatı düşünüyor-