Page 199 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 199
Ruhumuz Beraber 193
dedi. Biz de yeniden yanına yavaşça sokularak:
˗ Efendim, bu sizin himmetiniz.
dedim. Mübarek cezbeye geldi. Değişik bir hâldeydi. Sonra:
˗ Âmennâ, himmet oldu. Allah Allah! Zenginler gidemiyor,
fakirler gidiyor.
dedi, iltifatlar etti ve kendini anlattı. Bu arada Efendim’i yolcula-
maya gelen ihvanlarla vedalaşıyordu ve gelen telefonlara cevap ve-
riyordu. Efendim “Son haccımız” buyurunca, bunun Peygamber
Efendimiz’in (s.a.v.) vedâ haccı gibi bir hac olacağından korkup
korkulu gözlerle bakanlara:
˗ Umreye gideriz canım. Hac için yaşlandım artık, diyordu.
Hac Yolculuğunda Uçak Seyahati
Havalimanına gittik ve pasaport kontrolünden geçip uçağa
bindik. El çantalarını oradaki bir dolaba yerleştirdik. Efendim cam
kenarına oturdu. Arap hostes yanımızdan geçiyordu, ona İngilizce
olarak:
˗ Bizim bir pozumuzu alabilir misiniz?
dedim. O bayan da fotoğrafımızı çekti. Efendim:
˗ Sen İngilizce biliyor muydun?
dedi. Ben de mahcup bir şekilde:
˗ Bizim okulda herkese öğretiyorlar.
dedim.
˗ Çok güzel! Bunlarla ve Arabistan’da İngilizce konuş.
buyurarak bana İngilizce konuşma müsaadesini verdi.
Uçağın kalkış hazırlıkları tamamlanırken baktım, Efendim
benim duyacağım bir ses tonuyla kulağıma doğru küçük silsileyi na-
zım ile okumaya başladı, o anda kendimden geçtim. Yolculuk öncesi
küçük silsile okunması gerekirmiş. Sonra Efendim’e:
˗ Efendim, uçağa binişim ve her şeyim seninle ilk.
dedim. O zamana kadar uçağa ilk binişimdi. Ama Efendim himmet-
leriyle aynı yıl beni 15 kere daha uçağa bindirdi.