Page 203 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 203
Ruhumuz Beraber 197
˗ 10 bin metredendir.
dedi. Böylece İngilizcemizi de halletti. Sonra toparlamaya çalıştık.
Medine’ye Vardığımızda Yaşananlar
Efendim uçak inişe geçmeden önce kemerleri bağlattı. Uçak teker-
lerini piste koydu. Kapı açılınca yüzümüze hamama girmiş gibi bir
sıcak hava çarptı. “Haydi hayırlısı!” dedik, yaylana yaylana gidiyo-
rum. Baktım Efendim hızlanmış pasaport kuyruğunda sıra kapıyor.
Bu da çok hoşuma gitti.
Kapıda Eyüp Amca ve bir grup ihvan bekliyorlardı. İhvan-
larla görüştük. Suriyeli Ahmet Ağabey’in arabasına binip Tekke’nin
yoluna koyulduk. Yolda Efendim ilk olarak Uhud Dağı’nı gösterdi.
Kutsal Topraklara adım atışımızdan itibaren kendisinden ayrılın-
caya kadar bu mekân tanıtımları devam etti.
Daha sonra Ravza-yı Mutahhara göründü, fotoğraflarından
tanıdım. Efendim:
˗ Bak beyim, şu gördüğün yeşil kubbenin altında Peygamber
Efendimiz’in yeri bulunuyor.
dedi. Bu şekilde Tekke’ye vardık. Türkiye’den, Almanya’dan ve di-
ğer ülkelerden gelen ihvanlar Efendim’i bekliyorlardı. Akşam na-
mazını kıldık. Efendim beni yanına oturttu. Yemek yedik, abdest ta-
zeledi, artık meydan bize kalmıştı.
Yatsıyı kıldıktan sonra Eyüp Ağabey’in evine gittik. Evde
sadece üçümüz varız. Efendim ellerini birleştirip:
˗ Ben yalnız yatacağım.
dedi. Efendim’in odasını hazırladık, Türkiye’den getirdiğim secca-
deyi serdim, yatağını açtık, elini öpüp vedalaştık. Eyüp Amca beni
de içeri yatırdı. Yol yorgunluğuyla sızıp kalmışım.
5 Mayıs Cuma günü sabahı yataktan kalktıktan sonra Efen-
dim teşrif etti. Kahvaltı başında sohbete başladı. O ne muhabbetti
öyle! Bu arada:

