Page 222 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 222

216                                         Gönlümüz Beraber

          Manzara çok ilginçti. Muazzam bir kalabalık vardı ve yüzlerce, bin-
          lerce taş havada uçuşuyordu. Hacının biri terliğini almış, çıkmış şey-
          tanın yanına, şeytana dayak atıyor! Baktık güldük. Neyse, Efendim
          herkese “birbirinize kenetlenin” dedi ve 10 kişiyi bir yumak hâline
          getirdi. Bizi Kâbe’yi sağ tarafa, şeytan taşlanacak yeri sol tarafa ala-
          cak şekilde bir pozisyona getirdi.
                 Efendim’in  elinden  şemsiyesini  alıp  mızrak  gibi  yaptım.
          “İleri” emriyle birlikte on binlerce insanın arasından ilerlemeye baş-
          ladık ve şeytan taşlama yerine yaklaştık. Küçük Şeytanın bulunduğu
          yer çok kalabalıktı.

                 Tam o orada İhsan Ağabey yerde bir deste para gördü, des-
          tenin en üstünde 500 riyal vardı. Bana “al” dedi. Baktım para yerde!
          Alabilirdim,  fakat  boş  ver  dedim.  Ne  yapacağım?  Efendim’in
          “doğru eğilmez” şeklindeki sohbeti aklıma geldi. Daha sonra kendi-
          sine bu olayı aktardığımda imtihan eden bir hoca edasıyla gülüm-
          sedi. Himmetleri ile imtihanı geçirmişti. Neyse, biz de grubun içinde
          kaldık ve şeytanı taşladık.
                 Efendim’in Hac sonrası Medine’de Eyüp Amca ile bir soh-
          betinde sesi kayda alınmış. Sohbette maddiyat ile ilgili kısımda ör-
          nek olarak hac’ta yaşadığımız olayı vermiş. Efendim bu ses kay-
          dında olayı şu şekilde anlatıyor:

              ˗  O Mehmet Ali var yâ, hacca gelmişti. Hani şeytan taşlamaya
                 gittik de İhsan Bey ile birlikteyiz. Öyle desteyle para yere
                 düşmüş. İhsan Bey Mehmet Ali’ye demiş ki “al”. O da al-
                 mamış. O da ona demiş “Sen al”. “Niye almadın, alaydın,
                 bir fakire verirdin.” derken parayı başkası almış. Mehmet
                 Ali diyor ki “Efendim’in sohbetinde işittik, doğru eğilmez
                 diye. Bu nedenle almadık.”.
                 Neyse, sonra Orta Şeytan’ı taşladık. Bu en sakiniydi. En son
          Büyük Şeytanı da aynı tempo ile taşladık.
                 Efendim yolda giderken kaldırımın kenarında oturan birisi-
          nin önünde durup selam verdi. Adam kafayı kaldırdı, baktı, döndü
          ve kendine gelir gelmez saldırır gibi Efendim’e sarıldı. Adam şaşkın
          bir vaziyette Efendim’in elini yüzünü öpüyor ve sanki Efendim’in
   217   218   219   220   221   222   223   224   225   226   227