Page 230 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 230

224                                         Gönlümüz Beraber

          dedi. Telefonu kapattı.
                 Ben de bozuldum, bir güzel ağladım. Sonradan Necmi Ağa-
          bey aradı. Meğerse bir Erzincan Milletvekili ders alıyormuş. “Efen-
          dim ders tarifi veriyor”, diye müsait değil demiş.
                 Necmi Ağabey anlatıyor: Telefonu kapattım, baktım Efen-
          dim sağ elini yukarıya kaldırmış Necmi Ağabeyden telefonun ahi-
          zesini uzatmasını bekliyormuş. Ben daha bir şey demeden:
              ˗  Neden telefonu kapatıyorsun? Adam ta Amerika’dan arıyor,
                 niye müsait değilmişim, diye fırça attı, diyor.
                 Ben de “Vay anasına Mehmet Ali Bey’e yaptığı muameleye
          bak.” dedim, diyor.
          Yarım saat sonra aradım. Efendim, telefonu açtı.
              ˗  Efendim, burada yandım öldüm, gibi bir şeyler dedim.
              ˗  Ne var! Beyim daha gideli ne kadar oldu, biraz sabırlı ol.
                 Senin bir vazifen var, hizmet yapacaksın.
          diye bize yüz vermeyen bir konuşma yaptı, telefonu kapattı. Biz de
          ne yapalım, çare yok tezimize bir hızla çalışmaya devam ettik.
                 Aradan  bir  ay  geçti  yine  dayanamadım  telefonla  aradım.
          Efendim’in sesini duyunca bir tuhaf oldum.
              ˗  Efendim seni çok özledim, dayanamıyorum. Seni çok sevi-
                 yorum, dedim.
          Mübarek önce “hıhhı diye güldü, sonra:
              ˗  Ne diyeyim, ben de seni çok seviyorum.
          dedi. Sonra:
              ˗  Niye üzülüyorsun? “Âşığa Bağdat Sorulmaz, o işini bilir”,
          dedi. Ben de ağladım:
              ˗  Ellerinden mestlerinden öpüyorum.
          dedim. Telefonu kapattım.
   225   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235