Page 233 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 233

Ruhumuz Beraber                                         227

                 Hani derler ya “Sizi de teveccühe/hatmeye aldık” diye. Öyle
          değil, Efendim net bir şekilde:
              ˗  Siz buradaydınız, buyurdu.
              ˗  Baş üstüne Efendim, dedim.
          Ondan sonra tekrar dua etti.
              ˗  Selam söyle oradakilere.
          dedi telefonu kapattık.
                 Aradan  3-4  gün  sonra  Alpay  Almanya’dan  döndü.  Daha
          sonra bizim şehre geldi. Almanya hatıralarını anlattı. Sonra:
              ˗  Almanya’da Efendim size de teveccüh yaptı, dedi.
              ˗  Nasıl yani, dedim.
              ˗  Teveccüh sohbeti bitti, teveccüh yaparken sıra bana geldi
                 sırtıma  vurdu,  sıradan  teveccüh  yaparak  gitti.  Uzaklaştı,
                 daha sonra ses kesildi. Milleti yara yara geldiğini anlıyorum.
                 Bana geldi bir daha vurdu, sonra geri gitti, devam etti. O
                 anda gönlüme geldi bu beyiti ve vurmayı sizin için yaptı,
                 dedi.
          Biz de:
              ˗  Amenna.
          dedik.  Bizim  teveccühe  oturduğumuz  esnasındaki  muhabbetimiz,
          ağlamalar sızlamalar teveccüh yapılması nedeniyleymiş.
                 Efendim’in huzurunda bazen sebepsiz ağlarsın ya. Yani bir
          nedeni yok. Bir yerini birisi incittiğinden değil veya canın sıkıldı-
          ğından değil veya günahın var diye değil. Hani adam oturur ağlar.
          Dayanamazsın sorarsın “Bir şeyin mi var?” diye “Karışma bırak ağ-
          layacağım.” der. Ne olduğunu da bilmez. Bunlar yaşanan fakat tarif
          edilemeyen hâllerdir.
                 Ondan sonra anladık ki Mübarek bizim için de Alpay’a ilave
          teveccüh  yapmış.  Ey  büyük  Padişah,  Amerika’da  bize  teveccüh
          yaptı dedik.
   228   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238