Page 24 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 24
18 Gönlümüz Beraber
Üniversite Sonrası Planlama
Gerçeklerin net bir şekilde ortaya çıkışının sarsıntısıyla he-
men İstanbul’a gittim. Efendim bana “başka yere çık” demişti ya!
Kendilerine son durumu arz edecek, şimdi ne olacağını ve bu du-
rumda nereye doğru yürümemiz gerektiğini soracaktım. Tekke’ye
gidip Efendim’i ziyaret ettim. Salon tenhaydı. Beni divanda yanına
oturttu. Kendilerine:
˗ Efendim, durum böyle, böyle oldu. Üniversite’de yardımcı
doçent doktor olarak devam edecektim. Malumunuz, benim
başvurumu reddettiler. Durumumu arz ediyorum.
dedim. Mübarek başını yere doğru eğdi, kaşları çatık bir vaziyette 5
dakikadan uzun bir süre düşündü. Ben de bu sırada “Evliyaullahın
benim durumumu değerlendirmesi için süreye gerek mi var! Mate-
matik mi çözüyor, ne yapıyor? Niye böyle başını eğip düşünüyor?”
diye içimden geçiriyor ve endişeyle bekliyordum. Sonra başını çok
celalli bir şekilde kaldırıp:
˗ Sen yürü git, işine bak. Karışma başka bir şeye!
dedi. “Sen git, şöyle yap”, “Şöyle olur, böyle olur”, “Şuraya git”
veya “vay beni” gibi bir açıklama ya da yorum yapmamış, sadece
“Sen işine bak, karışma.” buyurmuştu. Bu esnada içimden “Efendim
benim kariyer haritama müdahale ederek bir yol çiziyor galiba” de-
dim. Müsaade aldım ve ayrıldım.
1997 yılının Nisan ayıydı. Aklıma “Efendim ‘Başka yere
çık. Sana mertebe verirler.’ demişti. Belki bu sözleriyle beni İstan-
bul’a yanına çağırmıştır. Ben bunu neden anlayamadım.” şeklinde
bir düşünce geldi ve kendi kendime “Bu Ankara’yı mesken tuttuk.
Tamam, buradaki süremizi bitirdik. Sevdiceğin İstanbul’da. Şimdi
git onun yanına. İstanbul’da bir üniversitede hoca ol. Demek ki
Efendim beni yanına istiyor!” dedim. İlk fırsatta İstanbul’a ziyarete
gidip:
˗ Efendim, bağışlayın. Ben siz başka okulu söyleyince ayıka-
madım. Müsaade ederseniz İstanbul’a geleyim.
dedim. Efendim de bana:
˗ Karşıdaki (Anadolu yakasındaki) okullar uzak olur!