Page 124 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 124

Tasavvuf Sohbetleri 5                                   119

          ruhları da Nakşibendi Efendimiz’e hizmet görmüşler. Onların ru-
          haniyetinden de feyiz almış.
            Sert akan bir su az da olsa bir şarıltı ses çıkarır. Ama durgun
          akan koca bir nehir hiç ses çıkarmaz. Cezbe haktır, bizim tarikatı-
          mızda  cezbe  vardır.  Mürit  cezbeyle  terakki  eder.  Cezbeyle  olan
          terakki  hepsinden  daha  fazladır.  Cezbelilere  zikri  az  veriyorlar
          veya hiç vermiyorlar.
            Kimisine de veriliyor fazla evrat çekiyor. Altmış, yetmiş bin ev-
          rat çekiyor. Ona göre de terakkisi oluyor.
            Zikir ruhun gıdasıdır. Nasıl ki nefsin gıdası var. Nefis doyana
          kadar yemek istiyor, doyduktan sonra yemek istemez.
            Nefisler denilince farklıdır, insan var ki mesela iki yüz elli gram
          yemekle doyuyor. İnsan var yarım kilo yer, kimisi bir kilo yer, üç
          kilo yer, beş kilo yer, doyana kadar yer.
            Zikir de böyledir, ruhun gıdasıdır. Burada beş bin ders ana te-
          meldir. Herkes çıkmadıysa beş bin derse çıkacak.  Beş binden son-
          ra çıkma, ders yapanın arzusuna göredir. Her kim beş bin ders ya-
          pıyor, bu az geliyor fazla yapacağım diyorsa bilsin ki onun daha
          ruhu gıdasını almıyor, ruhunu doyuramıyor.
            Ruhun gıdası Zikrullah’tır.
            Onun  için  yetmiş  beş  bine  kadar  çıkıyorlar,  ders  çekiyorlar.
          Hanımlardan  şimdi  kaç  tane  letaif  çeken  var.  Elli  beş  bin  çeken
          hanımlar var.
            Bizim tarikatımızda talibi üç yönden Allah’a götürürler. En ev-
          vel cezbe yolu ile ikincisi nefy ü ispat-zikirle-, üçüncüsü şuğul-u
          bâtın ile götürürler.
            Bu yetki Ubeydullah Ahrâr Hazretleri’ne verilmiş. Nakşibendi
          Efendimiz’in halifelerinden Yakub-u Çerhî Hazretleri ona bu yet-
          kiyi vermiş.
            Tabii bu yine Allah’ın emri, Resulullah’ın emridir. Nasıl ki Re-
          sulullah  Efendimiz  Sıddık  Ekber  Efendimiz’e:  “Ya  yâr-ı  gârım
          Ebubekir sana biat eden bana biat etmiştir,  senin elinden tutan be-
          nim elimden tutar, senin kabulün benim kabulüm, senin reddin be-
          nim reddim.” buyuruyor.
   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129