Page 129 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 129
124 Gülden Bülbüllere
Mezun olmuş giderken, tabii o zaman şimdiki gibi değil ki med-
resede kalıyorlar, okulu bitirinceye kadar on beş, yirmi, yirmi beş
sene medrese ilmi okunuyor. Tabii orada çok ulemâdan, meşayih-
ten, ümeradan, esnaftan tanıdıkları var. Sonuçta bir âlim çıkmış,
çevresi var, bunların hepsi ile vedalaşmış. Nakşibendi Efendimiz
ile vedalaşırken, elini öpmüş:
— Efendim, bana dua et, demiş.
Mübarek de buyurmuş ki:
— Bizim duamız makbul müdür?
— Makbuldür efendim.
— Senden bir delil isterim.
O da ayet okumuş. “Cenâb-ı Hakk biz bir kulumuzu seversek
kullarımıza da sevdiririz.”
— Delilim bu, demiş.
— “Ma Azizan” Biz azizlerdeniz.
Deyince rüya aklına geliyor, sanki rüya canlanıyor. O zaman
gayr-i ihtiyari, elinde olmayaraktan gönlü Nakşibendi Efendimiz’e
akıyor, ona âşık oluyor. Şimdi çantası elinde gidiyor.
— Efendim bizi hatırı gönlünden çıkarma.
Nakşibendi Efendimiz de buyuruyor ki:
— Bizim gönlümüzde gayrı olmaz. Sen bize bir teberrük bırak.
Onunla seni hatırlayalım.
Nakşibendi Hazretleri takkesini alıp başına koymuş.
— Fark etmez sen bizden al.
— Bu takke ile sen bizi unutma, biz seninle beraberiz.
Nakşibendi Hazretleri sadece ona değil çok kimselere bunu de-
miş: “Bizi unutmayın biz sizinle beraberiz. Bizi taklit edin ki unut-
mayasınız.”
Taklit ise hayalî rabıtadır. Bizi taklit edin ki unutmayasınız. Bi-
zi unutursanız bizden ayrı düşersiniz.
Bizi unutmazsanız biz sizinle beraberiz ama bizi taklit edin ki
unutmayasınız.