Page 204 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 204
Tasavvuf Sohbetleri 5 199
Velilerdeki noksanlık neymiş? Ancak noksan sıfattan beri olan
Cenâb-ı Hazreti Allah’tır. Velilerdeki noksanlık yirmi dört saatin
içerisinde tek bir saat nefesini gafletle alıyorsa veya gafil oluyorsa
onlardaki noksanlık buymuş.
Onlar, o zaman ne yapıyormuşlar? Biz avam olduğumuz halde
bizi çok ağlatacak, çok inletecek bir günah işlediğimiz zaman ağlı-
yoruz, inliyoruz, yalvarıyoruz değil mi?
Onlar tek bir nefesini zayi ettiklerinde bizden daha çok ağlıyor-
lar. Onlar bizden daha çok müteessir oluyorlar.
Nitekim bu tasavvuf kitaplarında yazılıdır. Alaeddin Gücdüvani
Hazretleri, Nakşibendi Efendimiz’in halifelerindendir. Alaeddin
isminde iki halifesi vardır: Alaeddin Attar ve Alaeddin Gücdüvani.
Alaeddin Gücdüvani Hazretleri diyor ki:
— Ben kendimi bildikten sonra…
İnsan kendisini nasıl bilir? Sekiz on yaşında ancak kendisini bilir.
Velilerde bir kesbî vardır, bir de vehbî vardır. Kesbî olanlar,
umumiyetle baliğ olduktan sonra kendileri çalışmışlar. İlimlerini,
amellerini, ihlaslarını birleştirmişler. Şeriatı, tarikatı yaşamışlar,
hakikate ulaşmış veli olmuşlardır.
Hakkikate ulaşamayan veli olamaz. Hakkikate ulaşmak için ta-
rikat lazım. Tarikatsız hakikate geçilmiyor. Nitekim bu kadar geç-
miş büyük velileri düşündüğümüz zaman bunların hepsinin meşa-
yihi var, tarikatı var. Tarikatsız hiçbir tanesi veli olamamışlar.
Onun için şeriat, tarikat, hakikat, marifet var. Cenâb-ı Hakk’ın
insanlara bahşettiği bir nimettir.
Evvel şeriat geliyor, şeriattan sonra tarikat, tarikattan sonra ha-
kikat, hakikatten sonra marifet geliyor. Şeriatı tamam olmayan bir
defa tarikata geçemiyor.
Tarikatı da tamamıyla anlayıp yaşamazsa hakikate geçemiyor.
Hakkikatten de marifete geçiliyor.
Bütün güruh-u evliya hakikate geçmedikten sonra veli olamaz,
tarikatsız da hakikate geçilmez.