Page 260 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 260
Tasavvuf Sohbetleri 5 255
Bir de nedir? Farz, vacip, sünnet, müstehab. Bunlar insanda ol-
mazsa yine hayvanî sıfatta kalır.
Hayvanî sıfatta kalınca ne olur? Hayvan suretinde gider. Şimdi
bu ceset bir perdedir, onu göstermiyor.
Şimdi üç tane perdeyi düşünelim. Her şey misalle anlaşılıyor.
Üç tane siyah kalın perde var. Üçünün de arkasında ne var biliyo-
ruz. Birinde köpek var -affedersiniz- birinde de insan var, birinde
de insandan daha güzel bir kimse var. Yani insanlarda olmayan bir
özellik, bir güzellik olan birisi var. Bunların üçü de biliniyor. Ama
siyah kalın perde göstermiyor.
O perdeler kalkınca köpek de meydana çıktı, insan da meydana
çıktı, o insandan çok güzel, çok kıymetli olan birisi de meydana çıktı.
Hayvanî sıfatta olan kimdir? Günahı, sevabı, helali, haramı,
hayrı, şerri bilmeyendir. Bir de Cenâb-ı Hakk: “Hangi kavme ken-
dinizi benzetiyorsanız onlarla haşrolursunuz.” Bakın buna da dik-
kat edin.
11
Beri taraftan da Cenâb-ı Hakk “Sadıklarla olun. ” buyuruyor.
Sadık olanlar kimler?
İnananların Allah’a bir vaadi, sözü var. İnanmayanların, kâfirle-
rin vaadi yok.
Ne zaman olmuş? Ruhlar halk edildiği zaman. Bu ruhlar halk
edildiği zaman, Allah’a söz vermişler.
Cenâb-ı Hakk’ın kullarına bir emri olmuş: “Elestü bi rabbi-
12
küm. ” “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye emri olmuş. Orada
Müslümanlar, Allah’a ahirete inananlar “belâ” demişler, kâfirler
bunu dememiş.
İşte bu “belâ”nın üzerinde duranlar sadıktır. O da ancak bu
dünyada tamamıyla Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından kaçan-
lar sadıktır. Allah bunlarla beraber olun, buyuruyor. Sadıklarla
11 Tevbe, 9/119.
12 Araf, 7/172.

