Page 265 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 265

260                                         Gülden Bülbüllere

                                                                   21
            Cenâb-ı  Hakk  “Kıyâmen  ve  ku’ûden  ve  âlâ  cunûbihim ”
          “Ayakta  zikredin,  otururken,  yerken,  alırken,  verirken,  yatarken
          zikredin.” Bir defa emir var, biz bunu yapamıyoruz.

            Adam çalışmış, bütün virdini sa’yını yapmış, yapa yapa bu sefer
          de ne olmuş? O nimeti elde etmiş.
            Bu  sefer  yiyor,  Allah’ı  unutmuyor,  içiyor  Allah’ı  unutmuyor,
          yatıyor Allah’ı unutmuyor, kalkıyor Allah’ı unutmuyor, konuşuyor
          Allah’ı  unutmuyor,  Allah’ı  hiç  unutmuyor.  Zahiren  lisanı  senle
          benle konuşuyor ama kalbi Allah ile konuşuyor.
            Nasıl konuşuyor? Kalbi Allah, Allah, Allah zikreder.

            İşte o abit ne yapmış? Çölde iki yüz sene ibadet yapmış, gönlü-
          ne gelmiş. Demiş ki;

            — Benim iki yüz senelik ibadetim var, cenneti kazandım.
            Nefis bunu gönlüne getirmiş, nefis arzusudur. Zaten cenneti ka-
          zanabilmek için o kadar amel, ibadet işlemiş. Allah’ın hoşuna git-
          memiş. Allah onu imtihan için bir melek göndermiş. Filanca şehir-
          de bir abid kulum var. İki yüz senelik ameliyle cenneti kazandım
          diye onda bir eminlik oldu. Onun dişine bir ağrı verdim. Diş ağrı-
          sından daha amel işleyemiyor. O çölde kumlarda yerde yuvarlanı-
          yor,  ağlıyor,  bağırıyor.  Onun  iki  yüz  senelik  amelini  almadıktan
          sonra onu diş ağrısından kurtarma.
            Bu melek her bir sıfata girer, insan suretinde, doktor kıyafetinde
          abidin karşısına geçiyor, selam veriyor. Abit selamı bile almıyor,
          ağlıyor, yuvarlanıyor kumlarda ortalığı cırmaklıyor.

            — Ya abit, niye böyle yapıyorsun, diyor.
            Abit bakıyor ki adamın kıyafetinden doktor olduğunu anlıyor.
            — Sen doktor musun?
            — Evet

            — Ne doktoru?

          21  Al-i İmran. 3/191.
   260   261   262   263   264   265   266   267   268   269   270