Page 269 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 269
264 Gülden Bülbüllere
O da peki niye oraya gitmiş? Hiç kulağına bir ses gelmesin, gö-
züne hiçbir hareket görünmesin. Kulağına bir sineğin vızıltısı dahi
gelmesin. Gözüne hiçbir canlı hareketli bir şey görünmesin ki,
Allah’a yönelmiş, gözü gönlü oraya kaymasın.
Ondan sonra Cebrail geldi. Cebrail’in inmesiyle zahir şeriatta
her ne kadar vahiy geldiyse de fakat maneviyatta ruh-ı musaffa
deyince, Allah’ın sıfat nuruna ulaştı.
Cebrail’in inmesiyle Allah’ın sıfat nuru Peygamber Efendi-
miz’de tecelli etti. Peygamber Efendimiz’e Allah’ın sıfat nuru Ceb-
rail ile ulaştı. Cebrail yirmi beş yaşındaki bir delikanlı suretinde
ona görünmüş, ayan olmuş. Peygamberimiz bayılmış.
Onun için Miraç’a beraber delil oldu, gittiler. Cebrail’in maka-
mına kadar birlikte gittiler. Ondan sonra Cebrail daha gidemedi,
orada durdu. Peygamber Efendimiz daha çok gitti. İşte tarikattaki
mana budur.
Bir insan, tarikatı anlar yaşarsa Allah’ın nurlarına ulaşır.
Evvela esma nuruna ulaşır. Bu tarikatsız olmaz, Mürşitsiz ol-
maz.
Ondan sonra sıfat nuruna ulaşır, yine Mürşitsiz olmaz.
Ondan sonra zat nuruna ulaşır, yine Mürşitsiz olmaz. Onun için:
Varlık dağın delmeyen
Ağlar iken gülmeyen
Şeyhini hak bilmeyen
Düşer hüsrana saki
O da diyor ki:
Varlığım dağını deldi açtı vuslat râhını
Râh yoldur, vuslat ulaşmaktır.
Neye ulaşacak? Ruhun geldiği bir yer var, ruh oraya ulaşacak.
Ama önünde dağlar var. İşte bu dağlar senin varlığındır, benli-
ğindir.
Bu amel varlığı olur, asalet varlığı olur, ondan sonra mal varlığı
olur, güzellik daha da başka marifet, maharet olur.