Page 331 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 331

326                                         Gülden Bülbüllere

            Deryaya bir sesleniyor.
            — Ey balık, Allah’ın izniyle benim iğnemi getir.
            Bir balık iğne ağzında başını çıkarmış uzatıyor, onu görüyorlar,
          iğneyi alıyor. Diyor ki:
            — Gidin ben Belh padişahı iken size insanlara emrediyordum.
          Şimdi maneviyat padişahı oldum, balıklar da benim emrimi tutu-
          yorlar. Daha da gitmem, diyor.
                 Harfi savtı olmayan bir şehre basmayıp kadem
                 “Alleme'l-esmâ”rumûzun bilmeyen dervîş midir
                 Varını yağmaya verip İbrahim Edhem gibi
                 Arayıp Hızr-ı zamânı bulmayan dervîş midir
            Buradaki “Alleme'l-esmâ” rumuzu Fatiha Suresi’dir.
            Cenâb-ı Hakk, Kur’an-ı Kerim’in bütün mânalarını Fatiha sure-
          si içine derç etmiştir.
            Fatiha’yı da Bismillah’ın içine derç etmiştir.
            Bismillah’ın manasını da bir noktaya derç etmiştir.
            O bir nokta da Allah’ı “hakke’l-yakîn” bilmekmiş.
            O da Allah aşk ile biliniyor, bulunuyor.
            Bulanlar aşk ile bulmuştur. Fakat insanlar bu aşkı nereden alı-
          yor? İşte Celali Baba ne buyurmuş:
                 Meta’ımdan alan gelsin
                 Derin deryadan almışam
                 Bugün aşkın pazarıdır
                 Veren Mevlâmdan almışam
            Meta satılan bir şeydir. Mesela, bir köylü müstahsil tarlasında,
          bahçesinde  portakalını,  pancarını,  pamuğunu  ne  yapıyor?  Satıyor
          veyahut bir sanatkâr imal ediyor, eşyasını götürüp pazarlıyor, satı-
          yor. Meta herkese satılık olan bir malıdır.
                 Meta’ımdan alan gelsin
                 Derin deryadan almışam
            Derin derya da ilimdir, fakat bu ilim kalp ilmidir.
   326   327   328   329   330   331   332   333   334   335   336