Page 329 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 329
324 Gülden Bülbüllere
banın ne önemi var, demiş. Nefret etmiş, çıkmış gitmiş. Bir kelâm-ı
kibâr var:
Bu anâsır fülkesini Hızrıma deldireli
Nefret-i dünyâ kazandım cennet-i me'vâ gibi
Hazreti Musa ile Hızır aleyhisselamın deniz yolculuğunda Hızır
aleyhisselam gemiyi kırıyor, deliyor. Hazreti Musa Kelimullah
niye kırıyorsun diye itiraz ediyor, muhalefet ediyor. Zahirde Hazre-
ti Musa’nın da bir şeriatı var, Tevrat’ı var, ona bakıyor ki bu suç-
tur. Gemiyi deldiğinde, geminin içerisinde o kadar insan suya gark
olacak, gemi batacak. Zahiren böyle görünüyor.
Bu anâsır fülkesini Hızrıma deldireli
Demek ki buradan anlaşılıyor ki bir insan tasavvufa girmedik-
ten sonra, bir meşayihi tanımadıktan onun anasırı, vücudu gözün-
den düşmez.
Nefret-i dünyâ kazandım cennet-i me'vâ gibi
Ancak bir insan dünyanın nefretini kazanması için, dünyadan
soğuması için, dünyayı içinden atması için ne lazımdır?
Bir meşayih lazım ki, insanın vücudu bir fülkedir, vücudu bir
gemidir, meşayih o gemiyi delsin, onun gözünden düşürsün. Bura-
da gemi senin vücudun, içindeki de dünya veya senin nefs-i emma-
ren.
Bu anâsır fülkesini Hızrıma deldireli
Nefret-i dünyâ kazandım cennet-i me'vâ gibi
Bu kelâm-ı kibâr da bir ayete dayanıyor. Hazreti Musa Kelimul-
lah ile Hazreti Hızır aleyhisselamın hadisesine dayanıyor.
İşte İbrahim Ethem Hazretleri’nin gönlünde öyle bir nefret do-
ğuyor. Hiç onlara duyurmuyor. Avdan dönüyorlar, sarayına geli-
yor. Artık gece yarısı vakti hiç evine hanımına sezdirmeden yata-
ğından sıyrılıp, çıkıp gidiyor. Nereye gittiği bilinmiyor, kimseye de
söylemiyor, kayboluyor. İbrahim Ethem daha yok, arıyorlar, tarı-
yorlar, soruyorlar. Halk da ondan memnunmuş, çok da akıllı, yiğ-
rek cevval bir padişahmış, arıyorlar, bulamıyorlar.