Page 85 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 85
80 Gülden Bülbüllere
2
ahiru, hüvez zahiru, hüvel bâtın. ”, “Evvel benim, ahir benim, zahir
benim, bâtın benim”, buyuruyor.
Evveline inandık, Allah'a şükür ahirine de, ezeli ebedi buna
inandık. Allah'ın evveli kendisi bilir, ahirini de kendisi bilir. Bunla-
ra inandık.
Bâtın olduğuna da inanmışız. Yani Allah'ın varlığına, birliğine
inandık, göremiyoruz.
Ama zahir de benim, diyor görünen de benim. İşte burayı anla-
yamıyoruz ve burada aldanıyoruz.
Ama “gözsüzlere pinhan imiş” bak. Gözsüzler göremez, diyor.
Zahir’dir O ama gözsüzler göremez.
Yalnız burada insanlarda iki göz vardır. Başının gözü ve kalbi-
nin gözüdür. Maddi göz ve ma’nevî göz var. Maddi göz maddeleri
görür. Baştaki göz maddedir.
Yok olan her şey maddedir. Ama yok olmayan bir şey de ma-
nadır. Bir de insanlarda yok olan cesedidir, yok olmayan ruhudur.
Cesedi maddedir, ruhu manadır.
Öyleyse insanların ma’nevî gözü, ruhî bir görüşü vardır. O açı-
lırsa zahir de O görünür. O zaman Cenâb-ı Hakk zahirde görünen
de benim, diyor. Görünenlerden hep O görünür.
Bunu tabii biz idrak edemeyiz ama haktır. Bu kelâm buyrul-
muşsa, haktır, doğrudur.
Yalnız her şey misalle anlaşılır. Mesela bak şimdi burada eşya
var, salonda çeşitli çeşitli çok eşyalar var. Duvarlarda kirişler, işte
bu sehpalar, koltuklar, halı, kapı var.
Bu eşyalar şimdi ayna olsa, kendi cisimlerini göstermezler. Bü-
tün karşısına geçen cismi gösterirler. Bu dört duvarın hepsi ayna
olsa bir adam odanın ortasında dursa, duvarların hepsinde o adam
görünür. Aynalar kendi cisimlerini göstermezler.
2 Hadid, 57/3.