Page 183 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 183

Gülden Bülbüllere

            Ne  yapmış,  kim  yapmış,  bilmiyorlar.  Ama  bilen  var  mıdır?
          Vardır.  Sadece  nakışı  değil  ki,  nakkaşı  gören  var.  Kul  Allah’ın
          Cemalullahını müşahede etmezse, Allah’ın ruyetine mazhar olmaz-
          sa  nakışta  kalıyor.  Aldın  bir  eşya,  üzerinde  nakış  var;  ama  bunu
          kimin  yaptığını,  kimin  işlediğini  bilmiyorsun.  Bunu  yapanı  gör-
          mek, bulmak lazım. Maharet, mârifet budur. Onun için:
                 Ekseri nakşında kaldı görmedi Nakkaş’ını
            Bu  kim?  Tarikatları  olmayanlar  veya  başka  tarikatlar.  Nakşî
          olmayanlar. Hâşâ, tarikatların hepsi haktır. Ama yalnız şöyledir:
            Nefisleri  ile  bir  de  kalp  yoluyla  gidenler  var.  Muhalefet-i
          hevâdan başlayanlar var. Muhabbetü’l Mevlâ’dan başlayanlar var.
            Cehri tarikatlar, riyâzet tarikatları, uzlet tarikatları, seyahat tari-
          katları var. Onların ameli diyor ki mesela: bir belde veriyor, orayı
          yaya gezeceksin. Hiç vasıtaya binmeden. Aç da kalsan, çıplak da
          kalsan, ölsen de bu beldeyi gezeceksin.
            Bir  de  uzlet  tarikatı  var.  Halktan  kendisini  hapsediyor.  Değil
          halk ile, kendi mahremleriyle bile görüşmüyor. Evladı ile, hanımı
          ile de görüşmüyor.
            Bir de riyâzet tarikatları vardır. Ölmeyecek kadar çok az yerler,
          içerler.  Öyle etlisi sütlüsü ile  yemek yeme  yoktur.  Bir çeşit gıda
          yiyor. Diyelim ki bir parça ekmek ile zeytin yiyor veya bir parça
          ekmek ile bir dilim peynir veyahut üç tane hurma yiyor. Ölmeye-
          cek  kadar  24  saatten  24  saate  nefsine  gıda  veriyor.  Bu  da  böyle
          kendini terbiye ediyor. Bunlar muhalefetü’l-hevâdan başlayanlar.
            Ama  bizimki  böyle  değil.  Muhabbetü’l  Mevlâ’dan  başlıyor.
          Onun için Nakşibendi Efendimiz buyurmuş ki:
          Sair tarikatların nihâyetteki kârını biz bidâyete getirdik.
          Onlar  çalışırlar,  çalışırlar  en  son  ulaştıkları  kârı  biz  başlangıçta
          müride veriyoruz, diyor. (GB1)
          …
            Nakşibendi Efendimiz, Hacc’a gittiği zaman, tabii Buhara’dan
          yolları Bağdat’tan geçiyor. Bağdat çok eski büyük şehirdir. Bağ-
          dat’ta böyle bir çarşıdan geçerken bakmış ki bir mağazada on sekiz
   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188