Page 187 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 187
Gülden Bülbüllere
Ama ne oluyor? En son, bunlar bütün nefsani arzularından geç-
tikten sonra tek bir arzuyla kalıyorlar. İşte o zaman onların kalple-
rinde Cenabı Hakk’ın sevgisi tecelli ediyor.
Fakat Nakşi tarikatında öyle değil. Nakşi tarikatında hemen ta-
rikata girildiğinde insanın kalbinde Allah sevgisini, onun kalbinde
tulû ettirirler.
Şöyle buyruluyor;
Bir kimseye kim yâr ola tevfîk-i hidâyet
İrfân ile deryâ oluben kalbi coşar da
Gönlünde tulû’ eyler anın aşk u muhabbet
Görün nice mahbûb-ı Hudâ var bu beşerde
Sevdim seni seydâ-yı cihân hayır ve şerde
Aşık olanın ciğeri yanar da pişer de
Nakşi tarikatında bu var. Onun için buyruluyor;
Tarîkımız Tarîk-ı Nakşibendi
Kamu ehl-i tarîkin ser-bülendi
Kolumuz Hâlidî’dir dil-pesendi
Girenler hâb-ı gafletten uyandı
Zuhûrâtı Pirimden söylerem ben
Bu yolda cânı kurbân eylerem ben
Bir de buyruluyor ki;
Tarik-i Nakşibendi Hak yoludur
Ona dahil olan cümle velidir
İşte Nakşibendi Efendimizin emirlerini burada gösteriyor. Bi-
zim tarikatımızda ders verildiği zaman, mesela istiğfardan sonra el
tutulduğu zaman;
—Tarikatı Nakşibendiye’de Hz. Şeyh Efendimizi şeyh efendili-
ğe kabul ettin mi? Sorusuna, ‘Ettim’ demek kifayet etmiyor.
—Kabul Ettim, denilecek.