Page 188 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 188

Altın Silsile                                           171

          ‘Kabul’u  vuslat  imiş.  İlla  ‘kabul’  kelimesi  olacak.  Eğer  ‘kabul
          ettim’, der de sözünün üzerinde durursa, tamam onun Kabulü Vus-
          lat’tır. (GB4)
          ...
                 Daireyiz hem kudümüz cismimiz neydir bizim
                 Aşk u sevdâdır gıdamız bağrımız meydir bizim
                 Virdimiz ismi celâl’dir kalbimiz “Hay”dır bizim
                 Zikrimiz ihvâ-durur esrar-ı Kur’an bizdedir
            Nakşibendiler daireyi çevirip de hatmeye oturdukları zaman on-
          ların  âzâları  zikir  âleti  olur.  Daha  ney’e,  kudüme  hacet  kalmaz.
          Niçin? Bizim bütün gıdamız da aşk, sevdâdır. Bu Allah aşkı, Resu-
          lullah aşkı, meşayih aşkı. Zikrimiz de lafza-i Celâl’dir. Allah zikri
          yapa yapa kalbimiz dirilir. Bütün âzâlarındaki damarlar kalbe bağ-
          lıdır.  İnsanların  kalbi  dirilince  kalbindeki  hareket  âzâlara  aksedi-
          yor. Bütün âzâlar zikir yapıyor.
            Ney, Mevlevîlerin zikir âleti. Kudüm de Safevîlerin veya Ka-
          dirîlerin zikir âletidir. Haktır. İnkâr edilmez de yalnız bid’at karış-
          mıştır. Alındığı gibi değildir. Mevlevî tarikatını Mevlânâ Celaled-
          din Rûmî kendisi kurmuş. Gerçi Şems gelmiş onu irşâd etmiş ama,
          tarikatı kendisi kurmuş. Fakat o semâ yaptığı zaman, ihvanlar da
          beraber  dönüyormuş.  O  sırada  yerden  havalanıyormuş.  Semâya
          yükseliyormuş. Bu şöhret olmasın diye emretmiş. Demiş ki:
            —Benim  ayaklarımın  yerden  kesildiğini  gördüğümüz  zaman,
          bir tabak alın vurun. Ses çıkarsın ki şuğul olsun. Ben kendimi to-
          parlayayım. Semâya yükselmeyeyim.
            Emir  vermiş.  Böyle  yapmışlar.  Fakat  ondan  sonra  onu  tebdîl
          etmişler. Değiştirmişler. Daha başka ilâveler yapmışlar. Onun ver-
          miş olduğu emir gibi kalsaydı, def girmeyecekti. (GB1)
          …
            Nakşibendi Efendimiz Hazretleri’ne sormuşlar:
            —Efdal-i zikir “lâ ilahe illallah.” Sizin için de bu efdal-i zikir
          midir?
            O da buyurmuş ki:
   183   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193