Page 206 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 206
Altın Silsile 189
sönerse; yanan bir ateşe veya yanan bir ışığa, muma üflersen sö-
nerse, gadap da ne yapıyor? Muhabbeti söndürüyor.
Sonra bir de bizim ahlak-ı hamide sahibi olmamız lazım. Bütün
amellerimizden daha da çok meşayihimizin hoşuna giden, meşayi-
himize makbul olan amel; güzel ahlak sahibi olmamızdır.
Bunlar öyle ki bir mürit birisini incitirse onların hoşuna gitmez,
onlar da incinirler. (GB4)
...
Seyfettin on iki bin altına malik olmuş ama dünyası da gitmiş,
imanı da gitmiş. Öyle bir hâle gelmiş ki Nakşibendi Efendimiz’in
yüzünü görmüyor. Arkasından hakaret ediyor.
Bir gün o kadar ileri gitmiş ki... Arkasına yaslanarak:
—Oh, şeyhsizlik ne güzel! demiş.
Böyle helâk olup gitmiş.
Yine Nakşibendi Hazretleri’nin dört tane de İsmail isminde mü-
ritleri varmış. İsmail ismindeki müridine emir verilmiş.
Tekkeye çok su lazım olmuş. Dereden suyun arkla (su yolu)
çevrilmesi lazımmış. Ve İsmail’e söylemiş.
—Git dereden su bağla gelsin. Demiş.
O da gitmiş. Orada ark dolu imiş. Biraz oturmuş, beklemiş. Su-
yu bağlamadan gelmiş, ihmal etmiş. Gelince Nakşibendi Efendimiz
sormuş:
—Hani su?
—Efendim, temiz değildi. Üzerimde de bir ağırlık vardı, bağ-
lamadan geldim.
Dizlerine vurarak:
—Eyvah! Su yerine kanını akıtsaydın senin için daha hayırlı
olurdu. Demiş.
Bir-iki saat çalışsaymış suyu bağlayacakmış. Tembellik etmiş.
Beklemiş, beklemiş gelmiş. Evliyaullah’ta durma olmaz. Onu bir
hizmete göndermiş. Hizmet görürse bir ihsan, bir himmet alır.
Hizmetsiz himmet alınmaz.