Page 262 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 262

Altın Silsile                                           245


                  35- Muhammed Sami Erzincani K.S.


            Piri  Sami  Hazretleri,  Piri  Tagi  Hazretleri’ne  hizmet  gördüğü
          zaman, mübareğin irşadı bir sene bile sürmemiş. Piri Sami Hazret-
          leri  âlimmiş  de.  Darü’l-Ünyan  isminde  o  zamanın  fakültesini  bi-
          tirmiş.  Hem  rüştiye  mekteplerine  muallimlik  yaparmış  hem  de
          medrese hocalarına hocalık yaparmış. Erzincan’da o zaman Terzi
          Baba’nın  kolundan  ders  almamış.  Kadirî  kolundan  Hacı  Saffet
          Efendi var, ondan da almamış, âlimmiş. Fakat sohbetlerine gider-
          miş.

            Erzurum’a  gitmiş.  Erzurum  Müftüsü’nün  önüne  iki  diplomayı
          da koymuş:
            —Bana görev verin, demiş. Müftü:

            —Hocam biraz gezin dolaşın aklımıza gelsin, demiş.
            O  da  çarşıyı  gezerken,  türbeye  rastlıyor,  Habib  Baba  Türbesi
          var.  Oraya  bir  Fatiha  okumuş,  ziyaretini  yapmış.  Oradan  bir  ses
          gelmiş ona: “Nurşin! Nurşin!” demiş.

            Oradan geliyor müftünün yanına.
            —Bu Nurşin neresi? diye soruyor.
            —Nurşin, Bitlis’in kasabası. Hocam orada boş yer var. Gel seni
          gönderelim oraya. Bir rivayet böyle.
          Fakat Horasan Müftüsü’nden dinlediğim de şu oldu:

            Piri Sami Hazretleri Erzurum’a gitmiş, Hacı Ahmet Efendi ile
          tanışmış. Piri Tagi Hazretleri’nin bir halifesi de o. Orada çalışmak,
          ders almak istemiş, vermemiş. Bakmış ki irşadı yakın. Almış gö-
          türmüş  Piri  Tagi  Hazretleri’ne.  O  da  bir sene  dolmadan icazetini
          vermiş. Sonra dedikodu olmuş. Bakmış ki ihvanın sistemi bozulu-
          yor. Molla Kasım isminde bir tanesi varmış. Ona demiş ki:

            —Hocayı al git Gavs’ın türbesine. Ne görürsen gel söyle.
   257   258   259   260   261   262   263   264   265   266   267