Page 265 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 265
Gülden Bülbüllere
Peki ama niye herkes bir anda irşad edilmiyor? Piri Sami Haz-
retleri’nin kırk bin müridi varmış. Bir tek Salih’e vurmuş. Bu da
velayetinin büyüklüğünü belirtmiş, ruhu terakkî etmiş. Çünkü Salih
hiçbir şey bilmeyen mürit imiş; tahsili yok, ilmi yok, bedeni arızalı,
sakat imiş, bir tarafı çalık. Ama sanatkârmış. O zamanda av tüfek-
leri yaparmış.
İşte, Piri Sami Hazretleri “Salih söyle…” demiş O da söylemiş.
Nereden söylemiş? Allah’ın kudretlerinden söylemiş. Başkaları ne
kadar âlim olursa olsunlar. Salih kadar bilememişler.
Çok âlim bir kişi Salih’le karşılaşınca hayret etmiş.
—Ne kadar âlim! demiş. Etrafındakiler:
—Efendim, o ümmî, demişler.
—Nasıl olur?
—Efendim mürşidi var, demişler.
—Ha! Evet. Onun mürşidinin büyüklüğü onu söyletiyor.
Evet insanların kalbi bir anda da açılır. Bir saatte de açılır, bir
günde de açılır. Bir ayda da açılır. Bir yılda da açılır. On yılda da
açılır. Kırk yılda da açılır. Kırk yılda açılmayınca bir daha açılmaz.
(GB3)
…
Bizim tarikatımızda, tarikat boyunca, o bir tane (Salih Baba)
olmuş, Onunki bir emirdir.
Salih gibi vardır çok ehl-i diller
Piri Sâmî bahçesinde bülbüller
Piri Sami’nin velayetinde gelişen, ona dahil olan, müritlerin ruhla-
rı. Salih gibi çok varmış. Bu da bir arzuymuş.
—Salih söyle! demiş. O da:
—Söylemek bir mârifet midir? demiş.
Çünkü Salih ihvanlar içerisinde çok mahcup bir kimse. Ümmî,
bir şey bilmiyor. Kimse onu ihvan yerine de koymuyor.
Öyle birisi. Mübarek söylemeye başlamış. Kırk gün devam etmiş.
Kırk günden sonra: