Page 269 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 269

Gülden Bülbüllere

          larına, imanlarına şeytan aleyhillane musallat olsa o aynı anda dört
          müridini de şeytan aleyhillaneden kurtaramazsa o meşayihe yazık-
          lar  olsun, topraklar  olsun o  şeyhin  başına.  Nerede  kaldı  ki  Zileli
          Ahmet, Mehmet.
          Yani onları mı kurtaramayacak, demiş.
          Bu  arzu  Zileli  Ahmet’le  Mehmet’in  gönlüne  gelmiş.  Ama  Mah-
          mut’un ismi hiç anılmamış.
          O zaman daha tereddüt kalkmış ikisi Mübarek Piri Sami Hazretle-
          rinden ders almışlar fakat öbür bir tanesi almamış. Zaten o bir tane-
          sinin ismi anılmamış.
            Meşayihlerin burada zahirine, batınına inanmaktır. Zaten Salih
          Baba öyle buyuruyor,
                 Oların ruhlarının yok kararı
                 Dolaşırlar zemini asumanı
            Onların ruhları kapalı kalmaz. Hayatta olsalar bile yine bedende
          kapalı  değiller,  onlar  mekân  yaparlar.  Ölseler  bile  kabirlerinde
          kapalı değildir. Zaten onların ruhları kapalı değil. Onların ruhları
          gezer. Kur’anı Kerim’de de haber veriyor.
                 Oların ruhlarının yok kararı
                 Dolaşırlar zemini asumanı
                 Olar bu âlemi devran ederler
                 Bulurlar derde düşen natüvanı
            Yeter ki biz dertli olduğumuzu bilelim, onlardan da dermanı is-
          teyebilelim. Ama zahirdeki dert gibi değildir. (28.10.1985, Konya)
          ...
               Erzincan’da  Piri  Sami  Hazretlerinin  sohbetlerine  Paşa  olduğu
          halde ve bir de Vali, Piri Sami Hazretlerini duymuşlar, gitmişler.
          İçeri girmişler demişler:
            —Bir şeyh varmış, adamları irşat ediyormuş.
          Cemaatin kimisi oturuyor, kimisi ayakta. Müridin bir tanesi el bağ-
          lamış böyle ayaktaymış, boyun bükmüş duruyormuş. Ona bir görev
   264   265   266   267   268   269   270   271   272   273   274