Page 268 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 268

Altın Silsile                                           251

            Salih, riyasız amel işleyen. Salih bir insanın isminden ibaret de-
          ğil. Amel işleyenlerin hepsi Salih’tir. Fakat burada Salih demişse
          bütün Salihlerden bahsediyor. (GB2)
          …
               Piri  Sami  Hazretlerinin  zamanında  Erzincan’da  Zileli  üç  tane
          kimse askermiş, yine o zamanda ordu varmış. Orada bir kışla var-
          mış ki o kışlada güya derler ki yedi sene askerlik yapmış iki kardeş
          birbirini orada görememiş, bulamamış. Askerlik de çokmuş o za-
          man, askerlik yedi seneden az değilmiş.
            Galada askerlik yapıyorlarmış. Piri Sami Hazretlerinin müritle-
          rinden  Molla  Bilal  isminde  böyle  hoca,  âlim  birisi  de  askermiş.
          Tokat Zileli üç tane asker arkadaşı varmış, Bunlar işte bir sohbette
          bu Zileliler demişler ki.
            —Ya bu Erzincan’da meşayih yaşar derler ama hani ya. Bizler
          bir şey görmedik, duymadık, işitmedik, demişler.
          Bu adam onların sözüne karşılık demiş ki:
            —İzin alın da bu akşam sizi bir yere götüreyim.
          Bu  üç  Zileliyi  almış  Piri Sami  Hazretlerinin  sohbetine  götürmüş.
          Birinin adı Ahmet, birinin adı Mehmet, birinin adı Mahmut’muş.
          İsimleri de güzel.
            Sohbet olmuş. Sohbet esnasında Piri Sami Hazretlerine bu as-
          kerlerin o kadar muhabbetleri gelmiş ki; ama iki tanesinin gelmiş,
          bir tanesininki yok. Gönüllerine gelmiş ki:
            —Çok  mübarek  zat  ama  biz  askeriz,  ders  alırız.  Ondan  sonra
          askerliğimiz de yakındır, terhis olup gideceğiz. Biz Zile’deyiz, bu
          Erzincan’da.
          O  zaman  tren  yok,  otobüs  yok,  vasıta  yok.  Zile’den  Erzincan’a
          gitmek hayli bir mesele. Bu yola gidilmez.
          Mübarek de sohbet esnasında şöyle buyurmuş:
            —Bir  meşayihin  dört  tane  müridi  olursa,  biri  şarkta  olur,  biri
          garpta  olur,  biri  cenupta  olur,  biri  şimalde  olur.  Dünyanın  dört
          köşesinde olur. Bunların dördü de aynı saat, aynı dakikada halet-i
          neziye gelseler, yani ruhlarını teslim edecek olsalar. Bunların can-
   263   264   265   266   267   268   269   270   271   272   273