Page 286 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 286

Altın Silsile                                           269

            Emin Efendi geliyor bunu söylüyor ama yine de kabul etmiyor-
          lar. O zaman dedem de diyor ki:
            —Bırakın onların yakasını, onlar meşayihliğini yapsın, tekkeye
          o otursun.

            İhvan razı olmuyor. İşte şehrin dışında bir tarla alınıyor, orada
          tekke  yapılıyor.  Abdurrahman  Efendi  Piri  Sami  Hazretlerinin
          dergâhında  kalıyor  ama  hiç  kimse  onun  yanına  gitmiyor,  kimse
          tanımıyor. O zaman bizim köydeki Mustafa ismindeki imam, Piri
          Sami Hazretlerinin kardeşiymiş. O öldükten sonra onun muamele-
          sini oğlu Selahattin Efendiye yapmışlar, fakat o zaman küçükmüş.
          Ona vekaleten Hacı Abdurrahman Efendi oraya imamlığa gitmiş.
          Selahattin Efendi büyümüş, muallim olmuş, ondan sonra müfettiş
          olmuş, daha oraya gitmemiş. Dayısında kalmış imamlık. Yani Hacı
          Abdurrahman Efendi tekkede kimseyi tanımamış, kimseye gitme-
          miş, bir kimseye ders verememiş; köye hocalığa gitmiş. Ama de-
          demden sonra artık daha kimse olmayınca işte ona gitmişler.
            Fakat mübarek Paşam Hazretleri yeminle söyledi. Buyurdu ki:
            —Piri Sami Hazretlerinin beş tane halifesi vardı, fakat beşini de
          biliyorum. Zaten biri Hazreti Pîr. Bundan başka dört halife, dördü-
          nü  de  biliyorum.  Fakat  bunları  böyle  sadece  görüp  geçme  değil,
          dördünün  de  hallerine  vakıf  oldum.  Yani  bunların  halleri  nedir,
          sıfatları nedir, makamları nedir vakıf oldum. Onlar tebliğ memu-
          ruydu,  irşat memuru değildi.  Ledünni  İlmini  okumamışlar;  ancak
          zahirde âlimler, ilimleri çok yüksek. Tarikatta da hizmet görmüşler
          onlara zahirden bir emir verilmiş. Ama Hazreti Pîr ledünni ilmini
          okumuştu.
            Zaten Celali Baba divanında geçiyor,
                 Ledünni ilminin irfanı geldi

          Bir kere de buyurdu ki:
            —Hacı  Abdurrahman  Efendi,  Hacı  Hasan  Efendi,  Hacı  Ali
          Efendi,  Hacı  Hoca  bunları  dört  halifesini  demirciye  verseler  bir
          vücut etseler Vallahi, Billahi, Tillahi Hazreti Pirin bir kıçı parmağı
          kadar olamazlar.
   281   282   283   284   285   286   287   288   289   290   291